“Bazılarının iğrenç çıkarları, pazarların ve stratejik hedeflerin fethedilmesi için savaş, yüz binlerce kurban almaya ve koca kıtaları kana bulamaya, katliamlar, işkence, cezaevi ve sürgünler halkların günlük kaderi olmaya devam ediyor. Açlık, yoksulluk, işsizlik tarafından kıskaca alınan milyonlarca kadın ve erkek, çocuklarının ekmeğini kendi vatanları dışında başka yerlerde aramak için göçe zorlanıyorlar. Dün olduğu gibi bugün de bu trajik durumun sorumluları aynı ikiyüzlü maskenin ardına gizleniyorlar. İnsan hakları, özgürlük, demokrasi, ilerleme, insanlığın geleceği adına hareket ettiklerini iddia ediyorlar. Halbuki tek ve esas hedef, küçük bir azınlığın kararlarının garantiye alınması, insanlığa acı ve yıkımdan başka bir şey getirmeyen bir sistemin ayakta tutulmasıdır.”