Kitabı okumaya başladığımda okuduğum cümleler başımdan aşağı kaynar sular dökülmesine sebep oldu. Çünkü kitabın upuzun isminde dile getirilen öneri, fakirlerin bebeklerinin zengin sofralarına yemek olarak sunulmasıydı. Sayfalar ilerledikçe bu sunumun nasıl yapılacağı hangi tür yemek olarak kullanılacağının yanında bunun ülkeye ve fakirlere sağlayacağı yararları ciddi ciddi sayıyordu. Bunun gerçekten düşünülmüş olması dahi tam bir vahşetti. Ancak merak edip yaptığım araştırmada şunları öğrendim.
Güliver'in Gezileri kitabının da yazarı olan yazarımız ülkesi Irlanda'nın ilerlemesi için senatoya birçok önemli raporlar sunar. Ama hiçbiri ciddiye alınmaz. O da bu "makul(!)" teklifi sunmaya karar verir.
Bu bahsettiğim kısım kitabın üç bölümünden ilkiydi. 2. bölümü farklı konulara dair aforizmalardan oluşmakta. 3. bölümde ise felsefenin salt akla dair fikirlerinin vahye dayalı görüşlerin karşısında düştüğü acizane durumu ele almakta ve vahyin yüceliğini işlemekte.
İlk bölümün okunması içerdiği fikirlerden ötürü zor olmakla beraber kitap genel itibariyle güzel. İş bankası tarafından da