Gönderi

Neydi Türkiye'nin kimlik meselesi? Biz millet olarak neyiz, kimiz meselesinin sarahatle cevaplandırılmasıydı. Bu meselenin açıklığa kavuşmasına engel olmak üzere Türkiye'de Türkiye'ye ait olmayan bir İslâmî beklenti havası üretildi. Milletin kimlik muhasebesinin boş olduğu, bu hesaptan vazgeçmesi gerektiği aklîleştiriliyordu. Esasen insanlar İslâmî bir kimlik beklentisi ile bu işe dâhil oldular. Müslüman olarak kim olduklarını, kendileriyle başka kimlerin bulunduğunu bilmek, anlamak onlarla ortak bir tavır takınmak üzere bir beklentileri vardı. Ancak İslâmî bir kimlik beklentisi İslâm'dan vazgeçme programı olarak önlerine kondu. Bir taraftan siyasal İslâm ile doğrudan doğruya Türkiye'nin İslâmî beklentileri sulandırılırken diğer taraftan devlet katkılı tercümelerle sözde İslâm ülkelerindeki sorun ve mücadeleler Türkiye'ye boca edildi.
Sayfa 23 - muammer parlar
·
478 görüntüleme
E okurunun profil resmi
"Tercüme faaliyetleriyle Mısır'da, İran'da, Hindistan'da, Suriye'de işte Benna, Ali Şeriati, Mevdudi, Kutub vb. yüzlerce eser tercüme edilmeye, köşe başlarında satılmaya başlandı. İslâmcı gençler bunlardan besleniyor, vatanından milletinden uzaktan gelen bu seslerle gündelik hayatları arasındaki mesafeyi kapatamıyorlardı. Kendi kültürlerine ve coğrafyalarına özgü şartlarla yüklü bu eserlerle bütün meseleler kökten kavranmayarak kökten çözülmeye çalışılıyordu. Kimsenin kendi aslına, köküne, kültürüne baktığı yoktu. Irkçılıktı, asabiyetti Türk'ten, Türk vatanından bahsetmek."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.