Sözcüklerle arası iyi, alkolle arası ise ‘fazla iyi’ olan bir adam Boris. Eski eşi ve çocuğu ile ne yapacağını bilmese de bir şeyler denemek istiyor. Karşısına çıkan fırsat ise Puşkin Tepeleri Milli Parkı oluyor, orada rehberlik yaparak her sorununu ele alıp bir düzene kavuşmak. Bunu kısmen başarıyor da..
.
‘Bavul’ ile anlatımının içine çekildiğim Dovlatov ‘en şahsi romanı’ olarak bilinen bu eserinde de beni etkiledi. Satır aralarındaki sistem eleştirileriyle, siyasi söz oyunlarıyla, hiçbir şey anlatmıyor görünüp karakterin içini göstermesiyle bir çırpıda biten eserlerden Puşkin Tepeleri.
.
Ayşe Hacıhasanoğlu çevirisi, Jenny Volvovski kapak tasarımıyla ~