Gönderi
Varoluş ve Kayboluş
Kitaba daha önce başlayıp çok keyif almıştım. O dönem Tolstoyun anlamadığı sorulara cevabım olduğundan daha rahat bir şekilde bir gözlemci niteliğinde okuyordum kitabı. Sonra araya biraz zaman girdi ve bir gün varlığı sorgularken buldum kendimi. İnancıma yönelik araştırmalar yaptım ama her zamankinden farklıydı durum. Daha önceleri kolayca ikna olduğum konularda yeterince tatmin olamadığımı fark ettim. Ve kitapta da sıkça bahsedildiği gibi anlam veremezsem yaşayamayacağımı çok derinden hissettim. Anlamaya çok ihtiyacım vardı bazı anlamları. Birçok soruma cevap bulsam da bir sorunun cevabı yoktu ve bunun cevabının yeryüzünde olmadığını kabul ettim. Böyle bir günün ardından yarım bıraktığım kitaba geri döndüm ve baştan okumaya başladım. Daha önceleri kolayca okuduğum kitabı bu kez içimde beni sıkıştıran bir hisle okudum. Çünkü yazarı çok iyi anlıyordum. İnanmaya olan muhtaçlığını, anlam bulamazsa yaşayamayacağını düşünen halini derinden anlıyor ve iliklerime kadar hissediyordum. Kocaman bir yazarın da, adından bahsettiği nice bilindik insanın da ve adı bilinmeyen, sıradan denilen yoldaki bir vatandaşın da günün birinde karşılaştığı soruydu bu ve eser bunu fevkalade bir şekilde ele almıştı. Umarım bunca arayıştan sonra kalbin tatmin olmuş bir şekilde göçmüşsündür bu dünyadan Tolstoy.
·
93 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.