Türkiye 'den Güney Amerika 'ya yaptığımız bu yolculuktan önce yazarın blog sayfasını okumanızı öneririm. Yazar Mollaosmanoğlu kitapta geçen yerlerin fotoğraflarını paylaştığı sayfasında yerel halk ve bölge hakkında edindiği izlenim ve gözlemlerini dile getirmiş. Bazı eserlerinde 'Öğrenilmiş Çaresizlik‘ felsefesini esas alarak kaleme aldığını belirttiği bloğunda ki yazı dizisinde 'Çark' kitabıyla bunu örneklendirirken 'Şili'de Alaturka' kitabında da bu esintileri hissediyoruz. Beni en çok şaşırtan detay ise yazarın kitaplarını yazma aşamasında henüz görmediği mekanları Google üzerinden araştırıp bizlere sunması oldu. Daha sonra ziyaret ettiği yerler hakkında geniş gözlem ve yorumları bloğunda okuyunca hayal gücünün derinliğinin okur üzerinde bıraktığı etkiyi sizlerinde daha iyi anlayacağınızı umuyorum.
Kurgulanan olay örgüsünde yer alan insanların yaşam ve görüş açıları kökeninde bu coğrafyanın tarihinde yaşanan bazı olayların büyük etkisi olduğunu da gösteriyor. Yazarın başkarektere verdiği samimiyeti okuyucu satırlarda bizzat hissederek kitap boyu karekterle beraber yol alarak ilerliyor. Yazarın her kitapta ayrı bir başarı elde etmesininde ki bir faktörde; kahramanın duygularını içtenlikle dile getirirken okurun da bunu iyi anlaması hatta onunla beraber düşünmesi üstüne bir de sohbet havasında konuşarak eşlik etmesi, yazarın kalem ve kitap üzerinde kurduğu hakimiyetten kaynaklı diyebilirim.
Kitabın içeriğinden bahsedecek olursak; bu defa hovarda ve çapkın bir karekterle tanışıyoruz. Holding ve gayrimenkullerini saymazsak asıl zenginliğinin ailesinden gelen asilliğine borçlu olduğunu belirten başkarekterimiz aynı zamanda samimi ve içten davranışlarıyla okuyucu ile arasını her daim sıcak tutuyor. Neslinin ve soyadının devamı için ailesi tarafından evlenmesi yönünde sürekli üzerinde bir baskı uygulanmaya çalışılsa da aklı her zaman haytalığa çalıştığı için başına gelmedik iş kalmıyor. En son gittiği Brezilya 'daki
Rio yolculuğunda yaşadığı fiyasko nedeniyle ülkeden sınır dışı edilmesiyle rotasını Santiago 'ya yöneltince başkahramanımız inatçı bir taksi şoförünün aracılığıyla bir otele yönlendiriliyor. Burada tanıştığı otel görevlisi ve eskort kız bundan sonraki bölümlerde karakterimize eşlik ediyorlar. Zamanla ailesinin geçmişinin 1940 yılında bir gecede yok olan köylerin ve insanların geçmişiyle bir bağlantısının bulunması üstüne hayatına dahil olan bu iki insanında tüm bu yaşanan konularla bir şekilde çakışması kahramanın dikkatini bir kasabayı haritadan silen toprak kaymasına yönlendiriyor. Duygularının adını henüz koyamadığı fakat her daim masum olduğuna inandığı eskort kızın tehlikeli olduğunu düşünmeye başlıyor. Ailesinin geçmişini didikledikce altından çıkan gerçeklerle yüzleşen karekter hayatında domino taşı etkisi yaratan insanların aslında kendi geçmişine ait parçalar olduğunu görüyor.
Bundan sonra bir sorgulama sürecine girerken kendini büyük bir kurgunun tam merkezinde buluyor.
# spoiler
Geçmişin tüm kefaretini ülkesinden uzak topraklarda sadece kendisinin yüklenmek zorunda kalması ve karşılığında sevgisinin de köreltildiği yarım kalan bir aşkın hüznüyle bedelini ödüyor. Farklı bir kurgu ve tahminlerinizin asla tutmadığı bir senaryoyla yine Mollaosmanoğlu müthiş bir eser çıkarmış. Okuduğunuz her kitapta farklı deneyimler yaşadığınız serüvenlerde yazarın temposunu düşürmediğini görüyoruz. İlginç kitap ve karekter isimleri ile bütünleşen yazar bu defa da bizleri şaşırtmıyor. Kitap ismini nereden alıyor diye merak eden okurlar, kitapla buluşunca benim gibi daha iyisi olamazdı diye düşüneceklerdir. Yine listelerinize eklemenizi tavsiye edeceğim bir Mollaosmanoğlu kitabını daha önerirken tüm okur arkadaşlarıma keyifli okumalar diyorum.
Şili’de Alaturka 
Mehmet Mollaosmanoğlu
·
432 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.