Kitaba ilk kez dört sene önce satın aldığımda başlamıştım ama bir şekilde devam edemeyip bıraktım. Açıkcası o zamanlar beni çeken bir yanı yoktu ve bırakmak daha mantıklı gelmişti. Sonra yeniden başlamak için cesaretlendirdim kendimi. İçinde kendime ait bir şeyler bulabilirim düşüncesi vardı içimde. Öyle de oldu. Başlarda sıkıla sıkıla okusam da sonlara doğru gerçekten etkilendiğim, gözlerimin dolu dolu olduğu yerler de oldu. Özellikle dördüncü bölümdeki “Üçüncü Kişi: Şefkatli Zeynep” en beğendiğim yerdi.
Not: Kitabı dördüncü bölümden itibaren sevmeye başladım sanırım. :’