Gönderi

Neredeyse Beş Yüz Yıldır Değişmeyen Dünyaya Sesleniş
More'un çağdaşlarına göre, istese bile haksızlık edemeyecek kadar ulu bir varlık olan kral, uyruklarının canlarının da, mallarının da efendisidir. Kralın ne kadar çok parası olursa olsun, savaş başlıca uğraşı olduğuna ve bir ordu beslediğine göre, bu para gene de az gelir ona. Gerçi kral canı isteyince, uyruklarının varına yoğuna el koyabilir, ya da özel vergilerle onlardan para koparabilir ama, uyruklarının fazla varlıklı ya da fazla bağımsız olmaları gene de bir tehlikedir kralın güveni açısından. Çünkü varlıklı ve zengin insanlar, haksızlığa ve baskıya kolay kolay katlanamazlar. Oysa yoksullar, acı çekmeye, köle gibi yaşamaya alışıktırlar; onların başkaldırma gücü tümüyle tükenmiştir. Thomas More'un gözünde, korkunç bir durumdur bu. Yalnız halk için değil kral için de bir yüzkarasıdır. "Çünkü insanlar, kralları insanların yararı için başa getirdiler, kralların yararı için değil... Kralın en kutsal görevi, kendininkinden önce halkın mutluluğunu düşünmektir." Zorbalığa başvuran bir kralın, tahtta oturmaya hakkı yoktur: " Yurttaşların kin bağladığı, hor gördüğü bir kral; halkı ezerek, soyarak, dilenci durumuna düşürerek tahtında tutunabilecekse, bıraksın krallığı, insin gitsin tahtından... Halkın acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek, krallık değil, zindan bekçiliği demektir."
·
113 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.