Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
KENDİ AYRINTILARINI TANIMAK
Nietzsche evirmeden çevirmeden konuşur. İnsanların ondan rahatsızlık duymasının sebebi de budur. Direkt olarak yapıştırır tokadı. İnsan da acıdan kaçmaya koşullandığından sevmez pek Nietzsche okumayı. Haksız zanna en çok kurban giden isimlerden biridir. İnsanlar eleştirmeye bayılır ama eleştirilmeyi hiç sevmezler çünkü. Değerleri varmış gibi -ahlaklı değil-(ama) ahlakçı takılmaya bayılırlar. Kendini kandırmak, insanoğlunun en başarılı olduğu konuların başında gelir. Nihilizmin babası da bu kirlenmiş insan müsveddesini özündeki hayvanla barıştırmak ve kendini tanımasını sağlamak derdindedir aslında. Tüm dogmalar yapmanız gerekenleri söyler ya, makine gibi tekrar eder geçersiniz. Çoğunluk yapıyorsa, bu kadar kişi yanılmış olamaz dersiniz mal gibi inandırırsınız kendinizi kendi doğrularınıza. At gözlüğü de pek yakıştı diye övünürsünüz bir de, peh peh peh… İşte Nietzsche’de olay tersine işler. O yaptığınız şeylerden tiksinir ve yapmamanız gerekenlere uyandırır sizi. Çürümüş değerlerin berbat kokusuna alışmış burunlara göre Nietzsche düşman saflarında yer alır. Bu döngü böylece sürer gider. İnsan bir arpa boyu değişmez. İnsanoğlu önce kendine yenilir. Hep… Davranışlarınızı kurguladığınızda yani ahlaklı olmak için eyleme geçtiğinizde bunun en büyük ahlaksızlık olduğunu fısıldar kulağınıza iç sesiniz ama duymazdan gelmek işinize gelir. Bir şeyi doğru olduğu için yapmalıyız; ahlaklı olduğu için veya sonunda bir ödül olduğu için değil. Nietzsche, dinlerin de bu yöndeki köhneleşmiş temellerini sallar. Ödül ve ceza sistemi üzerine kurulu, ‘ne ka ekmek o ka köfte’ mantığını reddeder. Ahlakçılık ona göre tam bir riyakarlıktır. Samimi bulmadığı her şeyi yırtıp atar. Ha, çıkarların çakışmasıyla doğan tepkisel hareketlerden bahsetmiyorum samimiyet derken. Onun samimiyet anlayışı kendini çok iyi tanımaktan geçer. Doğru ve yanlış algınız dış uyaranlara ve çoğunluk psikolojisine bağlı olarak gelişmişse, iyiyi ve kötüyü kendi çıkarlarınıza göre derecelendiriyorsanız hiç gözüne görünmeyin. İnsan denen önyargı, güdüsel davranışlar sergileyen dürtüsel bir hayvandan ötesi değildir. ‘Üst insan’ kavramı da içindeki hayvanı aşabilmiş ve kendini tanıdıktan sonra değerler üzerine inşa edilmiş bir varlıktır. İnsan, yanılgılardan ve yücelttiği yanılsamalardan kurtulduğunda eksikli varlığını aşabilecek, kendisini tamamlayabilecektir. İnsan hep kendini aşmaya çalışarak, alt ederek üst-insan olma yolunda ilerleyecektir ona göre. Ama daha kaç fırın ekmek yemeliyiz bu level için, belli değil. Çünkü insan için her zaman diğerleri hedeftedir. Kendimizi hiç koymayız hedef tahtasına. Kurban rolü oynamaya bayılırız kendimiz söz konusuysak eğer. Ama başkalarına karşı topla tüfekle yürürüz. Yargı bombardımanı, her yer toz duman. Biri ötekini sevmez öteki hiç kimseyi, bu şunu demiş şu bunu yapmış, aman ne giymiş ne çıkarmış, kim kiminle nerede ne yiyip içmiş derken hayat bitiyor ve çoğu insan kendini bile tanımadan ölüyor. Hem de başka bir dünyada, kafasında kurguladığı şekliyle aşağı yukarı benzer bir alemde de ödül almayı bekleyerek. Kibir tavan! ‘Biz kibirliler, başkalarının bize söylediği sözde özelliklerimizi devamlı düzenleyen, örten ya da ortaya çıkaran vitrinler gibiyiz; kendimizi kandırmak için.’ (S.230) Severiz biz kandırmayı ve kandırılmayı; Cennet özlemi ile kontrol edilen kimliklerin vaat üzre yaşamlarına hayat diyerek, olmayan bir anlamın peşine takılmış sürülere bir çoban gerekir elbette. Tarih boyunca kendimizle o kadar az ilgilenmişiz ki çobanlar hiç eksik olmamış başımızdan. Adına ne derseniz deyin. Aklınıza ilk gelen şey olsun, ne fark eder? Başınıza bir bekçi koymadan namuslu ve / veya ahlaklı kalamıyorsanız, bunun suçlusu kimdir? Kuralları kim koyar, kim yıkar? Her şey bir oyunsa, oyunu hep kuran kazanıyorsa, kavga da bir yere kadar, değil mi? Sonuçta İnsan, yaşamdan huzur ve sessizlik ister. Kendi kendinizin çobanı olmaya karar verirseniz eğer Nietzsche’yi okuyun. Yoksa boşa vakit harcarsınız. Benden söylemesi…
Tan Kızıllığı
Tan Kızıllığı
Tan Kızıllığı
Tan KızıllığıFriedrich Nietzsche · İmge Yayınları · 2020861 okunma
··
840 görüntüleme
Leman Altıner okurunun profil resmi
Yine mükemmel bir inceleme 👏👏👏 "İnsanoğlu önce kendine yenilir. Hep..." ne doğru bir saptama... "Bakmakla görmek, duymakla anlamak farklı şeylerdir..." "Çözüm üretemeyen insan, bahane üretir..." sözlerinin açılımı olmuş bu güzel inceleme. Bazı okumalar kafamıza kafamıza vuruyor bazı şeyleri, önemli olan doğru çıkarımları yapabilmek, bu incelemede olduğu gibi... Zevkle okuduğum müstesna incelemeler arasında yazdıklarınız. Yüreğinize sağlık, sevgilerimle... 🥰💐💙
Özlem Özmen okurunun profil resmi
Öncelikle samimi cümleleriniz için çok teşekkür ederim. Bunları duyduğuma çok sevindim. Çünkü bir okuma sitesinde bile incelemelerin okunmaması gerçekten üzücü. Kendime notlar gibi yazıyorum ben de, kimse okumazsa okumasın diyorum. Kitabı unutursam, incelemeyi okuyup bana hissettirdiklerini hatırlarım en azından. Okumaya ve beğeniye değer bulduğunuz için ayrıca teşekkürler. Yüreğinizden sayfalar eksik olmasın. İyi geceler Leman hanım🥰💐🙏🏼🎈
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.