Yıl 1941 aylardan Aralık. 2. Dünya Savaşı'nın yaşandığı yıllarda Nazi zulmünden kaçan Yahudiler'in, Romanya'nın Köstence limanından Filistin'e ulaşmak için yola çıktıkları Struma adlı geminin İstanbul kıyılarında demir atması ve yolcuların politik sebeplerden dolayı karaya çıkarılmamasıyla birlikte başlayan olayların, nasıl bir insanlık ayıbına dönüştüğü oldukça etkileyici ve başarılı bir şekilde anlatılmıştır. 12 Aralık 1941'te yola çıkan Struma, 15 Aralık 1941'de Türk sularına demir atmış ve 70 gün süren, Türkiye tarihinin tozlu sayfalarının arasında sararmaya yüz tutmuş, umudun, çaresizliğin, korkunun, tedirginliğin, tükenişin, yalvarışın sessiz feryatlarının hikayesini gözler önüne sermiştir. Kitapta aslında üç dönemi birden okumaktayız. Bir yandan eski bir defterin tozlu sayfaları arasından kahramanlarımızdan birinin aracılığıyla Struma'nın hikayesini okurken, bir yandan diğer kahramanımızın 12 Eylül döneminde çektiği işkenceleri şimdiki zamanla birlikte iç içe geçen bir anlatıyla okumaktayız. Aslında burada iki arkadaşın yüzleşmesi de var ama konu tam olarak bağlanamayıp, havada kalmış sanki. Okurken çok etkilendiğimi söyleyebilirim. Tarihimizin iki ayıbıyla aynı kitapta yüzleşmek benim için çok ağırdı. Daha önce de pek çok kaynaktan okuduğum ve yakın çevremden de dinlediğim 12 Eylül olaylarını her zaman içim burkularak okur ve dinlerim. Çok fazla detaya girmese de yaşanılanlar maalesef bir nesil için çok acı. Yakın tarihe meraklı olanlar için tavsiye edebileceğim güzel bir roman. Kitapla kalın...

StrumaHakan Akdoğan · Eksik Parça Yayınevi · 2019290 okunma

·

404 görüntüleme

Hasan

@karayel35 ·

14 Ağustos 2023 13:33

Merhaba,yorumunuzda tarihimizin iki ayıbı demişsiniz neden bizim ayıbımız oluyor anlamadım

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nihal Yurtseven