Gönderi

Azimeli Temmuz Bildirisi -2
beklerdi tohum beklerdi tohum beklerdi tohum upuzun karanlıklarda -- sen yoktun öfkemi mermer mermer -- ocumu çocuk çocuk-- çıldırttım kırmızıları bir başka parlardı yoğun karanlıkta ışıklar -- sen yoktun butun kapıları birden zorlamanın o korkunç güzelliği o korkunç büyümesi ellerin fitillerde -- sen yoktun benim aşkımda o vardı evrendi nasıl evrendi çelik mavisi grev grev ateş ateş büyüdüm ülkelerce yepyeni bir öfke doğurdum kalabalık özlemlere -- sen yoktun uff ne kotu kullanmışlardı ah ne güzel gözlerini -- olumdu sana değip değip durdum o sarhoş yörüngede -- sen yoktun bilenirdi türkülerde en soylu ayrılıklarım -- sen yoktun benim askımda o vardı soğuktu yeşillerim soğuktu temmuzlarım en bayram gülmelerimde bile kar yağardı sabah çaylarıma -- sen yoktun sofralarda ekmek diye öpülürdü altın dişleri ölülerin adini söyletmiyorlardı olum gibi özlenen şeyin -- sen yoktun butun dillerde sana varmak -- bilemem bilemem benim askımda o vardı ben hep koşan atları sevdim soluyan lokomotifleri benim askımda çelik mavisi gagarinli uzayların toprak nasıl sancılanır ağaçlar nasıl gerinirler çiçeklenirken kursun nasıl islik çalar diş nasıl gıcırdar karanlıklarda alabalık nasıl olur o kendi sularının kıyıcığında bilemem bilemem -- sen yoktun ateşler yanardı bir yerlerde yepyeni biçimlerde yanardı benim askımda o vardı söyle anamın en güzel kızı söyle sular nasıl kaçırılır, kuşlar nasıl susturulur nasıl sigar su koskoca evren daracık zindanlara -- söyle balcık balcıktı o nar çiçeği cağı çocuklarımın karanfil olurdu yakalarda bacımın kanlı gözleri demir nasıl paslanırdı sıcacık bileklerde -- bilemem bilemem ey anamın en güzel kızı bilemem -- sen yoktun benim askımda o vardı sen geldin badem çiçek acar gibi geldin, düşte sever gibi geldin ey kavgabicim yepyeni bir düzendi gelişin, yoluna baş koyduğum ülkemdin eskidi birden kentler, eskidi gökyüzünun çok uzaklığı, eskidi hep oldu bakkal, oldu bakkalbicim, oldu bakkalbicim aşk bu senin gözlerindi ey benim ülkem -- arılar oynasan içinde bu senin duruşundu ey kavgabicim -- en hakli silah güzelliğince güneş gibi acımasız, toprak gibi unutkan, tohum gibi umutlu sen geldin ey benim özlemim ülkem, kadınım, devrim biçimim yıkıldı ölülerin öğle sonu sarılıkları sen geldin eskidi birlerleri zamanın, eskidi gözleri kadınların -- sen geldin evler eskidi birden -- eskidi evimsilere kölemsi yalnızlıklar bayramlar eskidi gülüm, derinlikler eskidi -- ve pişmanlıklar eskidi yatak biçimlerde iğreti ikililer -- ve çok çok saksılarda çöl bitkileri, salonlarda kartpostal mutluluklar eskidi maskelerin sırıtan düşmanlıkları -- ve nice yazlar oh ne güzel yeniden -- bu senin güzelliğin ne demek sel ne demek azimem, savaşlara durmak ne demek, güzel ne demek sen geldin ey benim kadın ülkem -- yepyeni ufuklar geldin durulu bayraklarım güldü gülüm -- sen geldin kutuplarım değişti bir horoz öter bir yerlerde bir horoz bir horoz bir horoz daha bir ateş yanar bir yerlerde bir ateş bir ateş bir ateş daha bir yumruk sıkılır bir yerlerde bir yumruk bir yumruk bir yumruk daha düşer barış cemreleri sabah çaylarımıza biter kahpelik biter bu gökyüzünun çok uzaklığı sen geldin ey anamın en güzel kızı -- yasamak geldin badem çiçek acar gibi geldin, yürek sızlar gibi geldin -- sen geldin al beni kan kırmızılardan vur beni kan kırmızılara durulu bayraklarım gülsün gülüm, kutuplarım değişsin ey benim ülkem bitsin bu zulüm bitsin bu zulüm bitsin bu zulüm sanki dünyada ilk şafaktı kollarımda uyanmaların o büyük barışa bir adim kala
·
593 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.