Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
“…bilmediğim zamanlardan beri seni sevmiş seni beklemişim ben”
Seyit karakterinin anılarında rastladığımız iki isim Cemile ve Danyar ; Geleneklerle ve köy yaşantısı ile çerçevelenmiş bir yaşantı içinden kendi masalsı birlikteliklerini yaratırlar. Cemile karakterindeki başkalık ile kendisini belli eden, dikkatleri üzerine çeken biridir, Danyar ise içine kapanıklığı ve dürüstlüğü ile sadece anlayanlara görünebilen bir karakterdir. Cemile’nin çok az tanıdığı, birliktelik yaşadığı kocası da dahil köyün erkeklerinin askerde olması nedeniyle kadınlara iş düşer günün birinde ve onbaşı Orozmat Cemile ile Seyit’e birer araba tedarik ederek tahılları istasyona taşıma görevini verir. Yanlarına bir de Danyar verilecektir, onlara göz kulak olması adına. Bundan sonra gelişecek olaylar ikili arasında bir sevgi oluşturacaktır. Cemile’nin güzelliği, uçarılığı, Danyar’ın gecede söylediği türküler… öyle sessiz gelişen bir sevgidir ki okuyucuyu çabucak yanına çekmeyi başarıyor. Seyit’in kitabın sonunda söylediği cümleler henüz okumadan bizim de içimizde sıralanıveriyor, git Cemile, pişman olma, yiten inancınsa Danyar’a yaslan… Arka planında savaş olan hikayede köylünün tabularına, namus anlayışına, baskılarına cesurca bir direniştir Cemile ‘nin varlığı… Ne istediğini bilen birisidir. Danyar’ın tek bir gömleği vardır –yıkayıp da kurumadan üstüne geçirdiği – başını sokacak bir evi yoktur. “hiçbir mülkü yoktur kalbinden başka” ama bir kadının ruhuna dokunan bakışları, türküleriyle soluklandırdığı, an’ı değerli kılan geceleri vardır. Hikayenin nereye varacağı başından bellidir. Ve bir gün Cemile ile Danyar fundalar arasında bir patikada kendi hikayelerini yazmak için yanyana yol alıp giderek görünmez olurlar. Onları bekleyen sonu bilemeyiz ama mutlu olmalarını yürekten dileriz. Bu latif aşk duygusuna bir de doğanın betimlenişi eklenince ortaya tadı damakta kalan bir yazın lezzeti çıkıyor ; “çok geniş bir hülya akımı, hasat zamanını bekleyen olgun, göğün mavisine bürünmüş buğdayları dalgalandırıyor, şafak öncesinin ışık lekeleri tarlaları koşarak geçiyordu” s. 50
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201932,3bin okunma
·
125 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.