Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kaynağı Bilinmeyen Bir Ses Varlığına Delalet Eder Mi?
Sonra, unuturken hatırladığım adının adımla olan yamalı birlikteliği geldi aklıma. Nergislerle dolu bahçenin aralarında her biri bir tarafa saçılmış bedenini birleştirirken kaybettiğim zaman. Kırlangggggıçççç. Sesimi takip etmeyen sesin saklanmayı kendine rol edinmiş. Ah! aramaktan bıktığım anda ortaya çıkan sesinin ardına düşmüş çaresizliğim. Bir serçe olsam, bir kartal olsam, sana hakim bir bakış açısıyla bakacak kudrete sahip olsam; kuşkusuz hiçbir dala konmadan seni seyre dalacağım. Yanına yaklaşan bütün yabani otların, zehirli sarmaşıkların, yoluna çıkabilecek bütün dikenlerin önüne kendimi atacağım. Bütün bu cesaretime karşın bana göstermediğin bedeninden çıkan, hangi okyanustan geldiği belli olmayan haykırışlarının yardım çığlıklarına mı benzediğini, yoksa beni düşüreceğin zehirli bir kuyuya kendi ayaklarımla gitmemin sebebi mi olacağını bilemiyorum. Bir kere görmek uğruna beni içine çektiğin kuyuna düşmeyi göze almam aşkımın kudretinin mi yoksa aptallığımın benzersizliğinin mi göstergesidir? Aşk ve aptallık hep aynı çizgide giden iki ince çizginin parçaları mıdır? Ulaşmak kere ulaşmak kadar attığım adımların labirentte dönüp dolaşıp kendi ayak izlerime isabet etmesinin yorgunluğuyla başbaşayım. Kendimi hatırlamam için ellerinin ayasındaki haritaları ezberleyip yolumu bulmam gerek. Yaz mevsiminin herhangi bir duyguyu çağrıştırmaktan uzak ne insanı bunaltan ne de serinleten sabahında, yaprakları sessizce salındıran kuvvetin rüzgardan gelmediği, sokakların yeterli sessizliğe sahip olmasa da dinginliğinden ödün vermediği; bulutlarla kaplı olmamasına rağmen nerede olduğu bilinmeyen Güneş kadar kaybolmuş ve yine de Güneş etkisini gösteriyormuş gibi aydınlık bir gün bizi bekliyor. İnsanlar işlerine gitmek yerine kendilerini çeken farklı bir kuvvetin etkisiyle farklı yönlerde anlamsız hareketlilik içinde. Dünya seni bulmaya endekslenmiş bir hareketliliğin çağrışımında. Ve ben senelerce sonra pişman olacağım sana dair olan hazların ve tutkuların pençesinde dolanıp duruyorum bu yeryüzünün her bir yerinde. Adına rastlamak için girdiğim yollar, adımı lekelendiren yabani bir ot gibi peşimden sürükleniyor. Acizlik kaçınılmaz bir pişmanlık gibi peşimden geliyor. Herkes seni arıyor güzel kızım. Adını masumluktan çıkaracak ve bana aidiyetini simgeleyecek tabirlerden kaçınmaya çalışıyorum görüyor musun? Aynada gördüğüm kişinin senin diğer yanın olduğunu söylemiyorum mesela. Mesela gözlerinin rengine odaklanıyorum saçlarının arasında kaybolmayı düşündüğüm anda. Sevimsiz. Gençliğin duvarına çarpan katı kurallarım, karşındaki acziyetimden ötürü kendisinden nefret ediyor. Seni kendimden nefret ettiğim yerlerde yakalamak, nefret ettiğim yerlerimi daha bir özenle sulamamın sebebi. Eziyet çektirircesine kaybedilmiş bir savaşın efendisine hayran hayali bir kazananıyım. Beyaz bayrağımla her yerde onu aradığım, fakat yaralı ve ürkek benliğimi unutmuş kötürüm güzel bir perinin bakmaya değer görmediği savaş ganimetiyim. Tedavülden kalkmış para birimi ya da mesela karşılığında bir şey alınamayacak kadar değersiz bozuk para. Kelebek diyorum, köstebek diyorum, kırlangıç diyorum, yoksun. Şekli ve sesi bu dünyadan olmayan bir varlık nasıl çağrıştırılabilir. Hayranlık tarafından çevrili bir aşk, amacından sapan bir ok gibi karartıyor gördüğüm her cismi. Her cisimde sevimsiz aşkın teraneleri sızlıyor bedenimde. Herkes bana karşı sevimsiz bir bakış fırlatıyor. Yazdığım her yazı uçuklaşıyor. Sahicilikten uzaklaşıyor sana dediğim sözler. Kendini tatmin eden bir araca benziyor. Belki de bu yüzden çıkmıyorsun içinde bulunduğun inden dışarı. Belki de, tahtına kurulmuş bir kraliçenin duymaya alıştığı sözleri çağrıştırıyor sana söylediğim şarkım. Artık müziği bitmeyen bir plak gibi geliyor sesim. Türünün erkeği olarak bakamıyorsun bana. Merhamet gösteriyorsun mesela. Merhamet ki, benimsemediğimiz şeylere karşı duyduğumuz pişmanlık. Bana karşı pişmanlık duyuyorsun bana gelmen gerektiği yerde. Sosyalist bir bakış fırlatıyorum aramızdaki pişmanlık duvarlarındaki sınıfsal fark yok olsun diye. Azizelerden, yanına sokulabilir bir kadın figürüne dönüşmeni istiyorum. Bana geldikten sonra tekrardan kapitalist olabiliriz tabiki. Yani evimize aldığımız eşyaları uzun zaman kullandıktan sonra ihtiyacı olanlara verebiliriz. Hayatını ideolojisine adayıp sonunda kanla sulanmış toprağında, artık kimsenin savunmadığı ideolojisiyle mezarında bir başına kalmış lider gibi anlamsız bir boşluk içindeyim. Kırlangggggıçççç. Sesimi takip etmeyen sesin saklanmayı kendine rol edinmiş. Ah! aramaktan bıktığım anda ortaya çıkan sesinin ardına düşmüş çaresizliğim. Bir serçe olsam, bir kartal olsam, sana hakim bir bakış açısıyla bakacak kudrete sahip olsam; kuşkusuz hiçbir dala konmadan seni seyre dalacağım. Yanına yaklaşan bütün yabani otların, zehirli sarmaşıkların, yoluna çıkabilecek bütün dikenlerin önüne kendimi atacağım. Onur Değer
·
734 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.