Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

348 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Artık dünküleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgeçtim; şimdi ve şu anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni." Kitabın anlatmak istediğini en geniş çerçevesiyle anlatan bu alıntıyla yazıma başlamak istiyorum. Bugün bu kitabı daha çok psikolojik yönüyle değerlendireceğim. Yazar kitabında yaşamı kitaplarla çevrili, titizlikle yaşayan genç bir adamla kendi yaşamından dışarı taşan 65 yaşında olmasına rağmen ruhunu henüz gömmemiş yaşlı bir adamın arkadaşlığından söz ediyor. Burada bize anlatılan Zorba'nın hikayesidir. Yaşamı ertelemeyen, kin gütmeyen, dans etmek istediğinde utanmayan, ağlamak istediğinde gözlerinden inciler döken bu ihtiyar bize yaşamın nefret etmek ve ertelemek için ne kadar kısa olduğunu gösteriyor(sevmek için de çok kısa). Burada gördüğümüz yaşam stili psikolojide otantik yaşam olarak adlandırılıyor. Gerçek potansiyelin fark edildiği, fark edilen ve ifade edilen duygular, dozunda alınan riskler, gerektiğinde konfor alanının dışına çıkılabilen bir yaşam... Yazar her ne kadar bunu kitapta terim olarak kullanmasa da Zorba'nın yaşam tarzının otantik olduğunu görebiliyoruz. Terapilerde genel esas şimdi ve burada olmaktır. Yukarıdaki alıntım da buna güzel bir örnek. Mizacımıza, yetiştirilme şartlarımıza göre geçmişte, gelecekte veya şimdide yaşarız. Geçmişin pişmanlıkları, geleceğin korku ve kaygıları kanserimizdir bizim. Zorba da
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
'ın dediği gibi yaşamın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden sadece yaşıyor. Geçmişte aldığımız yaraları bisiklet kazalarına benzetirim hep. Bisikletten düşer yaralanırız, yaramız alelacele sarılır ancak düzgün bir şekilde temizlenip sarılmadığı için yaramız iyileşmektense daha da büyür, irin toplar ve her hareketimizde sızlayıp şimdi'mizi etkiler. Zorba da acılarını, hüzünlerini alelacele sarmak yerine o anda ertelemeden yaşıyor ve geleceğine sırtında bir kambur olarak taşımıyor, şimdi ve burada yaşıyor. Dikkatimi çeken bir diğer unsur içine düştüğümüz genelleme hatalarıdır. Patron, kitap okuyan, eğitimli, mürekkep yalamış bir zat iken Zorba kitaplarla ilgisi olmayan, hayatı deneyimleyerek öğrenen bir kişiliği temsil ediyor. İlk etapta Zorba'dan rahatsız oldum çünkü onu uçlarda yaşayan, keskin çizgileri olan ve söylemlerinde katılık bulunan bir kişilik, Patron'u da ayakları yere basan aklı başında bir karakter olarak değerlendirmiştim. Ancak şu zamana kadar kendi yaşam deneyimlerimden de gördüm ki en katı söylemler bile içerilerde bir yerlerde kendisine yumuşak ifadeler buluyor. Buna değinme sebebim Zorba'nın kadınlara dair söylemleriyle davranışları arasındaki çelişkiyi keşfetmemdi. Zorba kadınlara kaçıngan bağlanma yoluyla bağlanıyor. Hani şu ıssız adam gibi :) Zorba kadınlara lanet okur ama en çok onlara kıyamaz, en çok onları sever, onlarsız yapamaz... Hayata, Tanrı'ya kızar ancak bir hayatı daha olsa onu da dolu dolu yaşar. Cahit Sıtkı'nın da dediği gibi yolun yarısına yaklaşırken bu ilham verici ihtiyarın hikayesini okumak bana keyif verdi, size de keyifli okumalar dilerim :) (Psikolojiyle ilgileniyor ve bu alana dair bir eğitim alıyorsanız bilgilerinizi pekiştirme açısından iyi bir kitap olabilir, tavsiye ediyorum.)
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
·1 alıntı·
3.073 görüntüleme
Buse okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Okuyacaklarıma ekledim bile :)
A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim size fikir vermesine sevindim 😊🌻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.