Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

184 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
'insan' olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu..
Adler, Freud, Jung, Fromm gibi büyük psikiyatri ekollerinin düşüncelerini, teorilerini ve tasımlarını kendi mantık süzgecinden geçirerek günümüz düşünceleriyle harmanlayan; içine kendi yaşantısı ve klinik hayatından esintiler kondurarak, her kesimin anlayabileceği dilde yazıya döken psikiyatr Engin Geçtan'ın bu eserini çok beğendim. Konumuz benlik. Konumuz düşünceler, duygular. Konumuz ilişkiler. Kısaca konumuz birey. Neden toplumdan hatta bazen benliğimizden korkar, içimize kapanırız? Niçin her şeye, herkese nedenini bilmediğimiz bir öfke ve nefret duyarız? Etrafımızda bir sürü arkadaşımız olduğu halde ne diye hala yalnız ve çaresiz hissederiz? Bir şeyler başardığımız halde yine de kendimizi değersiz ve yetersiz hissetmemizin nedeni nedir? Ve en önemlisi mutlu hissetmek ve toplumla uyumlu kalabilmek için kendi benliğimizi anlamak ve yaşamak niçin bu kadar önemli? Bu sorulara eğilen Geçtan sorunların kökenini aile ortamında yaşananlara kadar götürüyor. Yetiştiğimiz aile, çevremiz, kurduğumuz arkadaşlıklar vs bunlar bir bütün olarak gelecekteki benliğimizi şekillendiriyor. Uyumlu bir kişiliğin oluşabilmesi için ebeveynlerin kendilerini yaşayabilmesi, tutarlı ve sorumluluk sahibi olması, çocuklarına güven ortamını sağlayabilmesi ve en önemlisi çocuğu kendine özgü dünyası olan bir varlık olarak kabul edebilmesi gerekli ve elzemdir. Hiç bir insanın böyle mükemmel bir ailesi olamaz, kesinlikle. Arkadaşları ve çevresi de keza. Ancak genel olarak insan suçu geçmişte aramamalı. ''Çünkü bir duyguyu 'nasıl' yaşamakta olduğumuzu fark edebilmek, onun geçmişe dönük 'nedenlerini' açıklayabilmiş olmaktan çok daha büyük önem taşır.'' Bu 'nasıl' sorusuna cevap verebildiğimiz anda kendimizi daha iyi tanıyor olacağız, daha mutlu, huzurlu ve uyumlu bir insan olarak yaşamımızı sürdüreceğiz. Kitapla ilgili yazılabilecek ve konuşulabilecek çok şey var. Eser bir düşünceden diğerine dallanıp budaklanarak ilerleyebilen bir yapıya sahip. Her okuyucunun farklı hazineler bulacağına, bazı yerlerde kısmen de olsa 'aa burada beni anlatıyor' diyeceğine ve hayatında güzel etkiler bırakacağına inanıyorum. Ki bu da eseri özel kılan tarafı. Hayatın farklı dönemlerinde tekrar okunduğunda önceden fark edemediğimiz nüansların daha iyi kavranacağını düşünüyorum. ''Gerçek anlamda sevgi, diğer insanları da kendimiz kadar sevebilmeyi içerir, kendimizden çok ya da kendi yerimize değil. Bir başka deyişle, sevgi, diğer insanların seçimlerini kendi seçimlerimiz gibi sevebildiğimizde gerçekleşir. Ama sevgi tek bir yaşantı değil süreçtir. İnsanın kendisini savunmasızca ortaya koyabilmiş olmasının acılarını ve zaferini içeren bir süreç. Mutluluk o anda yaşanılan her şey hissedebilmektir. Dünyamızla karşılıklı etkileşimlerimizde keder de yaşanır sevinç de. Mutsuzluk yaşama katılacak yürekliliği gösterecek yerde, insanın kendi içinde ürettiği ve gerçek dünyayla ilgisi olmayan duygularla yoğrularak kendini yaşamaktan kaçınma sonucu yaşanan bir olgudur. Mutsuz insan, kederine karamsarlık, sevincine kaygı katar, gerçeği doyasıya yaşayamaz. Çünkü kendine karşıdır.''(s.172)
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923bin okunma
·
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.