Gönderi

Bilimsel ve teknik başarının koşulladığı, bir olgu olarak ve bununla ilgili olarak eğitim ve okumuşluğun saygınlaşması nedeniyle akla dayalı bilginin önemini artırması sonucu, giderek sözcükler yaşantıların yerini aldı. O bir şey gördüğünü, bir şey hissettiğini sanıyor, aslında anıların ve düşüncelerin dışında bir yaşantısı yok: Gerçeği kavradığını sandığı zaman onu yalnız zihinsel benliğiyle kavrıyor, buna karşın yüreğiyle ve gövdesiyle hiçbir şeyi kavrayamamıştır. Yaşadığını sandığı yaşantıyı bütün benliğiyle paylaşmıyor.
Sayfa 64
·
214 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.