Gönderi

KAVAKLIDERE İLANI VE NECİP FAZIL ALİ GÖRKEM USERİN Çeşitli dönüşüm ve aksamalarla birlikte, 1943-1971 yılları arasında çıkan, alt başlığında kendini 'Siyasî ve Edebî Mecmua' olarak tanımlayan Büyük Doğu, ağırlıklı olarak siyasal ve ideolojik yazılara yayımlamasına karşın, yer yer şiir ve öyküye de yer verir. B. Rahmi Eyüboğlu, Z. Osman Saba, Sait Faik, C. Sıtkı Tarancı, F. Hüsnü Dağlarca, Özdemir Asaf, Oktay Akbal, Peyami Safa, Sezai Karakoç gibi isimler, Büyük Doğu'da yazmışlardır. Büyük Doğu'nun 2 Ocak 1948 tarihli 74. sayısının kapağını kumar, fuhuş, hırsızlık ve alkol gibi yükselen toplumsal sorunlar işgal ediyor. İçinde ise, kimi temel dini metinlerin yanı sıra tarihi, iktisadi ve aktüel yazılarla incelemelere ek olarak bir şiir ve bir de öykü yer alıyor. Arka kapakta ise, güleriz ağlanacak halimize dedirten olay ya da anekdotların okurlarla paylaşıldığı, zaman zaman da tiye alındığı "Gülebilsek' köşesi yer alıyor. 74. sayıda, köşeye, otuz beş yıl önce Cem dergisinde Musahip Efendi imzasıyla yayımlanan bir anekdot alıntılanmış. Fakat, sayfa bundan ibaret değil. Sayfada bir de, üç sütuna kırk satırlık bir kutu yer alıyor, ki bizi asıl ilgilendiren de onun içinde. Kutunun içindeki beş satırlık kısa metnin iki satırlık uzunca bir başlığı var. Yaklaşık on altı punto, bold ve tırnaksız bir karakterle dizilmiş başlık: “Vesikaların vesikası, bütün aleniliğine rağmen budur! En büyük şairimiz (!) şarap renklâmcısı!'Dergideki diğer haber ve yazıların metinleriyle aynı şekilde, sekiz puntoya tırnaklı klasik bir karakterle dizilen metin ise şu şekilde: 'Hiç de nadir bir vesika değil; zira resmen ve alenen ortaya çıkmakla iftihar ediyor! Türkiye'nin en büyük şairi geçinen, üniversite profesörlüğü, mebusluk, sefirlik yapmış olan, şimdi de Pakistan sefirliği bahis mevzuu bulunan Yahya Kemal'in, 27 Aralık 1947 Cumartesi günkü Cumhuriyet gazetesinin reklam sayfasında Kavaklıdere şarabına yaptığı reklâm!!! Biz gözlerimize inanamadık, belki siz inanırsınız!" Metnin altında ise, söz konusu kutunun dörtte üçlük kısmını işgal eden ilanı, yer aldığı sayfadan bir parçayla birlikte görüyoruz. İlanın başlığı (1947'yi Uğurlarken: Başlığın hemen altında majüskül dizilmiş bir beyit: "BİZ VEDA ETMEK ÜZEREYİZ KEDERE / GETİR AHBABA BİR KAVAKLIDERE! Beytin altında sağda yine majüskül imza: 'YAHYA KEMAL. Onun da altında ilanın asıl imzası, yani reklam veren:'KAVAKLIDERE ŞARAPLARI Ltd. Şti. - ANKARA? [Cumhuriyet, 27 Aralık 1947 Cumartesi) Ülkemiz reklamcılığının, İhap Hulusi gibi birkaç öncü ismin çalışmalarıyla yeni yeni geliştiği yıllara denk düşen bu reklam vakasında Necip Fazıl'ı kızdıran iki nokta var haliyle: Biri, sözü edilen ürün'ün şarap olması, öbürü ise yapılan işin reklam olması, daha doğru bir ifadeyle, şiirin reklama dönüşmesidir. Ve Necip Fazıl, bir dönem hocası ola şair Yahya Kemal'e yakıştıramamaktadır bu işi. Beytin o yıllarda ilanın yanı sıra Kavaklıdere'nin şarap şişelerinin üstünde de yer aldığını öğreniyoruz. Ki, Necip Fazıl'ın bu durumdan muhtemelen haberi yoktu. Eğer olsaydı, ilandan sonra şişelere dair de bir çift sözü etmekten alamazdı kendini. Necip Fazıl, onlarca şairin Yahya Kemal gibi bir kereliğine değil de yıllar boyunca meslek olarak reklamcılık yaptığı bugünleri görse, yazdıkları reklam metinlerim okusa ne tepki verirdi, bilinmez. BİZ VEDA ETMEK ÜZEREYİZ KEDERE GETÍR AHBABA BİR KAVAKLIDERE YAHYA KEMAT KAVAKLIDERE SARAPLAR. HAL - ANKARA
·
110 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.