Kırmızı şarap, kırmızıya boyalı aptal bir aşk, ilk tokat, ilk dert, ilk masal, ilk nefes, ilk dokunuş, ilk ter. Süs gibi hissiz, bilgin ve sezgin. Yine başlar sapkın ulema, verir bin öğüt ama cebinden çıkmaz üç kuruş. Nedeni bellidir bu yüzden fakir ekmeksiz. Fakir, aç kalıyor ama hissettirmiyor. Gözü, bir zenginin yediği pizzada ama sürekli kaçırıyor.
Yine yinelendi bir kadına şiddet haberi. Alışıldı tabii, artık normal gelmesi de bir hayli gerçekliğe kavuştu. Kanımdaki acı hiç durulmadı. Ve herkesin akan kanı kırmızı, benimki zift kaplı.
Kırmızı hayallerinden ardından gelen gemiler, kırmızı hedefler… Ölümcül nedenler, ver geçler, masum hapisler kapının arasında lakin kilidi yatak odasında. Bak, hala yaşıyor zalim lüks bir hayat, sen öldükten sonra da yaşamaya devam edecek.
Miskinleştim çünkü hissizleştim. Bir bok hissedemenin verdiği acı ile belirginsizleştim. Vardım ama yoktum. Çok da takılmadım çünkü umursanmadım. Varlığım da yokluğum gibi bellisiz. Olmak zorunda mı gerçekten sürekli gözlerim mosmor? Neden uykusuz geceler, neden olmakta hep geceler? Ayın çıktığı anda hep tüylerim ürperir. Yine gelecek, geçmeyecek bir karanlık hece. Sabaha kadar 29 harfe kadar say dur, bitince başa dön, say ve bitince tekrar başa sar.
🍷🍷
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.