Gönderi

Platon'un devlet idealine en sert eleştirilerden biri, Yahudi bir aileden doğan ve Avusturya'nın Nazilerce Reich'a ilhakından sonra yurtdışına sığınmak zorunda kalan Kari Popper'den^ gelmiştir. Die offene Gesellschaft und ihre Feinde (Açık Toplum ve Düşmanları, 1945) kitabında Popper, "Platon'un Büyüsü" başlıklı ilk bölümde Platon'a genel bir taarruz yöneltmiştir. Popper'e göre Platon, kendi hayat deneyimi içinde temellenmiş, demokratik hakların ve zihinsel, düşünsel özgürlüğün kötüye kullanılacağı korku ve endişesiyle, büyük ölçüde Sparta örneğine dayalı, herkesin doğumuyla hayatının sonuna kadar belirlenmiş devlet ve toplum içindeki yerine sonsuza kadar bağlandığı kudretli bir devlet talep eder; kimin çocuk doğurup yetiştireceğini bile belirleyen bir devlettir bu. Bu devlette her şey "lider ve yönlendirme" ilkesine göre organize edilmiştir. Askeri disiplin her alana nüfuz eder. Dinsizler izlenip yok edilmeli, sanat, müzik ve eğitim, katı bir denetim ve sansür altında tutulmalıdır. Platon, kendi ideal devletinde, Homeros'un eserleri gibi, kendi halkının en güzel ve harika eserlerini bile, bir eğitim aracı olarak kullanmaya yanaşmaz. Platon'un büyüklüğünü ve önemini inkâr etmesi düşünülemez olan Popper, gene de Platon'un, günümüzde o büyük barbarlık örneğini vermiş, tek liderli totaliter devletin zihinsel babası olup olmadığını sorar.
·
78 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.