Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Acziyet ve güvensizlik hissinin bir neticesi olarak zuhur eden teslimiyet yeni bir güce, yeni bir güven sahasına dönüşmektedir. Allah'a ve O'nun planına inanmak, bize hiçbir şeyin telafi edemeyeceği ve yerine konulamayacağı bir güven hissi vermektedir. "Tüm kahraman ırklar kadere inanmıştır" diyor Emerson. Çünkü teslimiyet, yanılgı içindeki çoğunluğun düşündüğü gibi pasiflik demek değildir. Burada söz konusu olan "kadere fiilen boyun eğmek" değildir, çünkü kaderle ilişkimizin ancak ahlâki ehemmiyeti vardır. Teslimiyet insanın, tüm dünya karşısında ve öz faaliyetlerinin neticeleri karşısında takındığı bir iç tutumdur. Allah'ın iradesine teslimiyet, insan iradesine teslim olmamak demektir. Allah'a itaat etmek, insana itaat etmeyi bertaraf eder. Bu, insan ile Tanrı arasında, dolayısıyla insan ile insan arasında yeni bir ilişkidir.Bu yüzden kaderi kabul etmek, mümkün olan en büyük ölçüde kendini özgür hissetmek demektir. Fakat bu, kendi kaderini icra etmekle, bu kader ile uzlaşmakla kazanılan bir özgürlüktür. Gayretimizi ve mücadelemizi insani ve anlaşılır kılan şey, ona ölçülülük ve dinginlik katan şey, nihai sonucun elimizde olmadığı inancıdır. Bize düşen çaba göstermek ve eyleme geçmektir, netice Allah'ın elindedir.
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.