Müminin ilgilendiği ve istidadı olan alanlarda bilgi sahibi olmasını farz koşan İslamın, geç kalmışlığımızın (“geri” değil “geç” kalmışlıktan söz etmekte olduğumu göresiniz) müsebbibi olduğuna inanmıyorum, yavrum. Ola ki olanda değil, olması gerekende yoğunlaşma itiyadımız (ki, menşei olsa olsa Yunan’dandır), uzun uzadıya peşrevlerimiz, “ ne olacak bu ülkenin hali” şeklindeki sahici ama amele dönüşmeyen kaygılarımız, “dünyanın da bir ayet” olduğu gerçeğini ikinci plana atmamızdandır.
(