Gönderi

"Zümrütü çok sevdiğimi nereden bildin?" "Bilmiyordum," dedi Simon. "Bana gözlerini hatırlattığı için aldım." "Gözlerim . . . " Daphne'nin gözleri kısılmış, başı yana eğil­miş, gülmesini bastırmaya çalışırcasına dudakları büzülmüştü. "Simon, benim gözlerim kahverengi." "Evet, hemen hemen kahverengi," diye düzeltti Simon. Daphne, oturduğu yerde kaykılarak, biraz önce Simon'un yüzündeki morlukları görmek için kullandığı aynaya doğru döndü ve gözlerini kırpıştırdı. Sonunda, "Hayır," dedi. Se­sinde, bir çocuğa sabırla ders anlatırmış gibi bir ifade vardı. "Kesinlikle kahverengi." Simon uzanıp tek parmağıyla, Daphne'nin gözünün altına hafifçe dokundu. Kirpiklerinin hassas yumuşaklığı, elini ok­şuyordu. "Etrafı kahverengi değil," dedi. Daphne'nin bakışı, biraz şüphe, biraz da umut doluydu. Ardından, içini çekerek ayağa kalktı ve neşeli bir şekilde, "Ben kendim bakacağım," dedi. Simon, onun aceleyle kalkıp aynaya doğru gidişini, mut­lulukla izledi. Daphne, yüzünü aynaya yaklaştırmış, gözlerini açıp kapıyordu. Sonra, elleriyle gözlerinin kenarlarından tu­tarak, iyice açtı ve dikkatle aynaya baktı. "Ah, Tanrım!" diye bağırdı. "Bunu hiç görmemiştim."
Sayfa 223 - EpsilonKitabı okudu
·
73 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.