Şu çelişki nasıl açıklanabilir: Kazı çalışmaları sonucu, belirli bir düzende dizilmiş veya belli bir amaca yönelik olarak yontulmuş iki taşa rastlarsak, bunun uzak geçmişte yaşamış insanların ürünü olduğu sonucuna varırız. Bu aynı taşın yanında taş aletten çok daha mükemmel olan insan kafatasına
rastladığımızda ise bunun bilinçli bir varlığın tasarımı olduğunu varsaymıyoruz. Bu öylesine mükemmel kafatası ya da iskeletin kendi kendine veya tesadüfen yani bir aklın veya bilincin müdahalesi olmadan oluştuğunu farz ediyoruz. İnsanın Tanrı'yı inkârı bazen gerçekten de bir kapristen ibaret değil midir?