Güzel bir tarihi aşk kitabı okumaya hasret kaldım. Bu aralar okuduğum tüm tarihi aşk kitapları feci sıkıcıydı. Ve maalesef Hovarda da onlardan biri oldu. Kitabın umut vadeden bir konusu vardı aslında, başlangıcı da fena değildi. Fakat Alex'in tuzak olduğunu bile bile girdiği ve bir türlü noktayı koyamadığı bir olay yüzünden kitap acayip bunaltıcı olmaya başladı. Zira Alex 100 sayfa boyunca "bu olayı bitireceğim, bir şekilde halledeceğim, böyle olmaz, bunu asla yapmamam" deyip dursa da bir türlü o olayı halledemedi. Finale doğru yaptığı konuşmayı 100 sayfa kadar önce yapsa konu şipşak kapanırdı hâlbuki. Biz de sıkıntıdan patlamazdık. Yordun bizi be Alex. Serena'nın, malum konuyu halletmek için yaptıkları ve kaçakçıların peşine düştüğü için başına gelenlerden sonra Alex ile yaşadıkları da bir hâyli tatsızdı. Yazarın amacı, Serena ile Alex'i bir şekilde yakınlaştırmaktı ama bunu bu kadar abes sebepler ve yollarla yapmasa olmaz mıydı? Serena ile Alex'in duyguları da bana hiç geçmedi ayrıca. Birbirleriyle uyumsuzlardı, aralarında hiçbir kimya yoktu. Dolayısıyla yakınlaşma sahnelerini okumak da can sıkıcı bir hâle geldi. Tüm bu olanlar yüzünden sıkıntıdan o kadar bayıldım ki ne kaçakçıların liderine ne de ortaya çıkan öteki sırlara şaşırdım. Ya, öyle miymiş modunda okuyup bitirdim kitabı. Bu kısımlar da pek heyecanlı değildi zaten. Potansiyeli olan bir konunun böyle başarısız işlenmesine de üzüldüm açıkçası. Hem korsan hem de asilzade olan bir adam ile adamın asilzade kimliğiyle tanışan ama aynı kişi olduğunu bilmeden korsan kimliğine de ihtiyaç duyan bir kadının kitabı çok daha ilginç olabilirdi oysaki.

HovardaKatharine Ashe · Epsilon Yayınları · 201350 okunma

·

467 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.