Okulda tarihi kötü bir şekilde öğrenmiş ve o zamandan beri hiç tarih çalışmamış birisi, tarihte olaylar, tarihler ve yerlerden başka bir şeyin bulunmadığını düşünebilir: dolayısıyla her nerede olaylar, tarihler ve mekânlarla buluşabilirse, kendisini tarihin huzurunda düşünecektir. Fakat tarihi akıllıca çalışmış birisi onun asla safi olaylarla değil, öznelerinin düşüncelerini dışa vuran eylemlerle ilgili olduğunu; tarih ve mekânların oluşturduğu çerçevenin tarihçi için sadece, her bir eylemi kendi konteksi içerisine yerleştirmeye yardım ederek, bu konteks içerisinde eylemde bulunan bir öznenin düşüncelerinin ne gibi bir şey olabileceğini kestirmesine katkıda bulunmasından ötürü değerli olduğunu bilir.