Yargının olduğu yerde, sevgi olmaz. Çünkü sevginin özünde koşulsuz kabul vardır. Örneğin, "Denizi seviyorum." dediğinizde, denizi değiştirmek hiç aklınızın ucundan geçmez. "Allah kahretsin birazcık daha mavi olsaydı." demezseniz. Ama çocuk için bunları kullandığınız an, yani yargıladığınız an, koşullu sevgi başlar. Yargı, koşul koyar. Rekabet ve ödül de bir yargı ortamı yaratır ve kişi kazansa da, kaybetse de kendisini değersiz hisseder. Kaybedince, ödüle ulaşamadığı, kazanınca da kendi özbenliğiyle değil de davranışlarıyla kabul gördüğü için değersiz hisseder.