Gönderi

Kadın Meselesini çözmeliydik ama…
Dedem, ezeli rakibimiz Rusya'nın nasıl olup da bu kadar ilerlediğini ve bizi geri bıraktığını anlamak için eniştesini Rusya'ya göndermisti. Halil Paşa, Rusya dönüsü Padişaha bir rapor sunmuş ve en büyük farkın kadın meselesinde olduğunu açıkça anlatmıştı. “Avrupa'da, Rusya'da kadın bir kıymettir ve hayatın içindedir. Erkeklerle birlikte milleti oluşturuyorlar. Bizde ise kadın kafes arkasındadır. Yani biz yarım bir nüfusa sahibiz. En önce halletmemiz gereken konu budur,” diyordu. Tabii paşa haklıydı, biz de Avrupa seyahatimizde bunu gözümüzle görmüştük ama siz bana şimdi memleketi otuz üçyıl idare ettiğim halde niçin kadınları serbest bırakmadığımı soracaksınız. Haklısınız ama bizim memlekette şeriatı aşmak kolay değildir. Şeyhülislamlar, hocalar, müderrisler, tarikatlar, şeyhler öylesine güçlüdür ki padişah nefes alıp da istediği şeyleri yapamaz. Bir ara kadınlardan çarşafı kaldırdım, yaşmak yeterli dedim diye bana da yapmadıklarını bırakmadılar. Lütfen hatırlayın. Bu Avrupalılaşma mücadelesi yüzünden büyükdedem Selim Han'ı bıçaklarla delik deşik ettiler, odasında şehit eylediler, dedem Mahmud canını zor kurtardı, ona da 'Gâvur Padişah' adını taktılar. Böyle bir ortamda siz olsanızne yapabilirdiniz söyleyin bana. Padişah'ın her dediği anında olur diye bir şey yok. O görünüşte öyledir. Dengeleri elden kaçırırsanız sizi ya katleder ya da sürgüne yollarlar. Benim ne kadar samimi bir Müslüman olduğuma şahitsiniz ama beni bile İslam düşmanı diye yaftalayarak tahttan indirmediler mi? Amcam da ben de Murad da kör değildik. Avrupa'yla aranın ne kadar açıldığını, adamların fersah fersah ileri gittiğini gözlerimizle gördük. Hem de yaşlı gözlerle gördük dersem mübalağa ettiğimi düşünmeyin.
Sayfa 231Kitabı okudu
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.