Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Canlıların bünyeleri dahilinde artık hiçbir işlev görmeyen organların bulunması merak uyandırıcı bir durumdur. Örneğin balinaların vücutlarında, dumura uğramış arka bacak ve leğenkemiği kalıntıları vardır. Bacaklar, karada ilerlemek için kullanılan uzuvlardır. O vakit, "balina ataları bir zamanlar karada mı yaşıyordu acaba?" diye geçirebiliriz aklımızdan. Ve sonradan deniz ve okyanus ortamına geçtikleri için mi, bu yeni ortama uyarlanmışlar ve artık işlevsiz kalan bacakları zamanla körelmiştir? Benzer sorgulamalara, insanlardaki körbağırsağın uç bölümünü oluşturan apandisten hareket ederek de varabiliriz. Kısa bir tüp şeklinde olan bu uzantının, günümüzde sindirim sistemimizde herhangi bir işlevi yoktur. Acaba o da körelmiş bir organ olabilir mi? İncelemeler, eski çağlarda besin kaynağımızın bitki ağırlıklı olduğunu göstermiştir; o vakit apandis, selüloz sindiriminde önemli bir rol oynamış olabilir. Dikkatlice bakacak olursak, insan vücudunun başka pek çok körelmiş organa ya da anlamını yitirmiş işlevsel özelliğe sahip olduğunu görebiliriz: 20 yaş dişleri, kulak kasları, ürperme fonksiyonu gibi. Körelmiş organlar, aklımızda, organizmaların kendilerini değişen çevre koşullarına uyarladıkları düşüncesini pekiştirir. Yoksa bir organizma dahilinde hiçbir işlevi olmayan bir organın bulunmasının başka herhangi bir anlamı olabilir mi? Eğer organizmalar bir evrim sürecine tabi tutularak değil de, tam aksine de novo yaratılarak günümüze intikal etmiş olsalardı, körelmiş organlar içermelerinin hiçbir mantığı olmazdı. Çünkü bu, son model bir araba satın aldığınızda bagaj kısmında içi sert lastikle doldurulmuş, 1900'lü yılların başlarından kalma eski bir stepnenin de bulunuyor olmasına benzerdi.
Sayfa 224 - Metis Yayınları, Birinci Basım: Ocak 2013Kitabı okudu
·
214 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.