Yaşanan bariz bir aşk, tek taraflıca. Okurken sık sık adanmışlık hissi beni gerdi. Kalpsel adanış, kişiye mecburiyet hissi. Çok yoğun mektuplar. Keşke Leyla Erbil'inkileri de okuyabilseydik. Ben hangi direngen sözlere rağmen bu ağaçları yeşertebildiğini düşündüm Ahmet Arif'in. Sitemleri bile kendine kızmalı biten ifalarla dolu. Hüzünlü ve garipti. Bu mektupları bence sadece yazan anlamlandırabilir, mektuba taraf olan değil ya da okuyan herhangi biri değil. Kitaptaki duyguları anlayabilmek için yanık, kör olmak gerektiğini düşünüyorum.