Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Bu kitabı ilk gördüğümde, bu yılın başlarıydı. Aklıma doğal olarak rahmetli ve kıymetlim Ferdi Özbeğen geldi. Haliyle kitabın daha okumadan gözümde değeri yükselmiş oldu. Biraz torpil geçtik kitaba yani. Şimdiyi düşünürsek okurken aklımdan şarkıyı çıkaramıyordum ve bir Şecaattin Tanyerli bir Ferdi Özbeğen dinleyerek kitabı tamamladım. Bütün kitap boyu aynı şarkıyı dinlemesem de epey dinlediğimi ifade etmeliyim. İki büyük ustanın kıymetli eserlerini de şöyle bırakalım. youtube.com/watch?v=rvZMYFX... youtube.com/watch?v=1SmScTo... Dikkat çekici bir detay bu kitabın Kasım 2004 baskısı olması. Kitaptaki karakter ise 70 yaşlarının hesabını gören, geçmişiyle hesaplaşan yaşlı bir adam. İlginçtir yazar da 1936 doğumlu yani bu kitap yazıldığında 68 yaşında, 70 yaşına yakın bir yaşta. Yani biraz otobiyografi eseri olarak da değerlendirdim. Sonuç olarak hayatının sonlarına yaklaştığını düşünen, geçmişiyle hesaplaşan, yaşadıklarını düşünen, duygularını aktarmaya çalışan bir karakter. Yazar da olabilirdi? Çünkü neden olmasın. Aradaki mide bulandırıcı sahneleri dahil etmiyorum tabi. Gene de kitabın bütünü değerlendirilirse akla mantığa pek uymadığını düşünüyorum ama nereden bilebiliriz. Gece gece kafamda onlarca kurgu oluşturan yazara teşekkür edeyim. Tabi içerisinde birtakım ölüm ve cinayet olayları da var ama bunları da düşünceme uydurmak adına darbe dönemleri içerisinde veya daha sonrasında olan cinayetler ve yazarın arkadaşlarını bir anması olarak mı düşünmeliyim yoksa yazardan tamamen bağımsız da olabilir mi bilemedim. Gene de pek çok kısmında yazar kendini anlatıyormuş hisseyle okudum ve bundan pişman olmadım. Duygusallığı ve anlatım dilini sevdim. Tabi çok detaycı heyecanlı bir polisiye değil. Kötü bir kitap da değil. Aksine başlardaki sıkıcılığa -satranç dahil- katlanabilirseniz belki de kenara atmayı dahi düşündüğünüz kitap size iyi hissettirebilir düşüncesindeyim. Fena değil diyebileceğimiz bir roman. Birkaç karakter üzerinden bakıp, bitirelim. Kitabın karakteri, torunu Ali’yi ne kadar çok seviyorsa damadını o kadar sevmiyor, kızını ise özlediği açık. Kızı vefat etmiş. Yine de 70 yaşında bu adamın Halilzade ailesinin en güçlü bireyi olduğunu görüyoruz. Tabi kurgu gereği karakterin evvela çocukluğuna iniyoruz ve onun evvelinde de öğrendiğimiz tek bilgi adeta hayatını sır gibi sakladığı not defteri. Bu defterden adının Kerem olduğunu ancak öğreniyoruz ihtiyar adamın, annesinin çok erken yaşta vefat ettiği, babasının da o zamanlar kendisinden ancak birkaç yaş büyük genç bir kızla evlendiğini (babasından 35 yaş küçük), ağabey ve ablasının ise başta karşı çıkmasına rağmen sonradan Nevbâre adındaki bu kadına yakınlık beslediklerini öğreniyoruz. Yine babasının adının Suphi, ağabeyinin Hulusi, ablasının Sacide olduklarını öğreniyoruz. Yine bu notlardan edindiğimiz kadarıyla kendisinin de yatılı okullara gönderildiğini ve içindeki nefret tohumlarının da burada ekildiğini, Erol adında bir yakın arkadaşı olduğunu öğrendik. Tabi yine dikkat çekici noktalar olduğunu belirtelim. Kerem yani başlarda yaşlı adam olarak çıkan karakterin gençliğine devam ettiğimiz satırlarsa 16 yaşına geldiğini öğreniyoruz, bayramı geçirmek için eve döndüğünü öğreniyoruz. Kendisini almaya da ondan birkaç yaş büyük üvey annesinin geldiğini derken dikkat çekici bire nokta beynimi kurcaladı ve sonraki satırları adeta yuttum. Çünkü ucu çok açık bir yere geçmiştik ve bu kısmı sizinle paylaşabilirim. Biraz daha büyüyen ve 16 yaşında ergenliğin de epey içinde olan Kerem, üvey annesine ilgi duyuyordu. Evet arkadaşlar, işte burası can alıcı bir kısım diyebiliriz. Haliyle aile içine yönelen cinsel bir ilişki kitabı mı okuyacaktık, yani ensest bir roman mı olacaktı yoksa devamında başka bir yere mi çıkacaktık oldukça merak ediyordum. Bir diğeri de basit bir memur olan babanın, çocuğunu oldukça pahalı bir yatılı okulda okutması ve o dönem için oldukça lüks sayılan ve yeni ortaya çıkan arabalardan birine sahip olmasıydı. Üstelik babası yalnızca emekli bir memurdu. Devam eden süreçte kitap kanımı dondurdu itiraf etmeliyim. Genç annenin tacizine uğrayan ve bunların devam edeceği kendisine söylenen genç oğlanın hikayesi kanımı dondurdu. Zaten ensest fikirlere oldum olası midem bulanarak bakarım. Bunun da modernlik ya da mutlak saygı duyulacak saçmalıklardan olduğunu da savunan çıkmaz diye umuyorum. Sürekli olarak tekrarlanan sahneler tahrikten çok mide bulandırıcı bir etki yaptı bende. Özellikle ilk bölüm bitene kadar biraz atlayarak, oldukça hızlı okuduğumu itiraf edeceğim. Silah sahnesi ve işlenen cinayet ise kitabın dönüm noktasıydı. Biraz bekledim ve açıkçası biraz da istediğim bir suçüstü sahnesi sonrasında kitap ciddi anlamda ilgime mazhar oldu. Bir diğer yandan hikayeler arası geçiş çok yorucuydu ki yazarın da bunu anılar cihetinden çıkararak direkt geçiş yaparak daha iyi yaptığını gözlemledik. Hikayenin parçalanmasının önüne geçildi bu şekilde. Şöyle söylemeliyim ki bu anılar ilerledikçe kitabın başından kalkamaz oldum. Son birkaç saattir özellikle. Açıkçası çok etkileyici bir kitap buldum karşımda. Hepimize iyi okumalar, mutlu geceler dilerim..
Sevdim Bir Genç Kadını
Sevdim Bir Genç KadınıOsman Aysu · İnkılap Kitabevi · 200428 okunma
·
261 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.