Susanna Clarke’ın son kitabının fantastik bir roman olduğunu yazdı kitap eleştirmenleri. Bence değil. “Piranesi,” insanın aklında yarattığı dünyanın onun için ne kadar gerçek olabileceğini gösterdi bana. Kitabın hipnotik kalitesi, büyük ölçüde Clarke’ın gerçeküstü mekânı anlatışındaki görkemden geliyor. Yazar, İtalyan sanatçı ve mimar Giovanni Piranesi’nin “Hayali Hapishaneler” adlı gravür koleksiyonundan etkilenerek bu ismi kahramanına verdi. O gravürlere baktıkça hapishanelerin içinde gezinmek istiyordu. Çok karanlık ve belirsiz görünseler de ona çekici geliyorlardı. Bu yüzden işte, kahramanını bu labirentin içinde kurguladı. Kitabın pek çok anlamlı cümlelerinden sadece bir tanesi: “Çok beğendiğin ve hayran olduğun insanlar bile dünyayı istemeyeceğin şekillerde görmeni sağlayabilir.”