Bu kitabı dilimin tutuk olduğu bir zamanda, bana ayna olan pek çok cümlesini severek, adeta oburca okudum. Yazarın içtenliğinden olsa gerek, duygusu yakın zamanda okuduğum Jean-Louis Fournier'i çağrıştırdı bana. Dürüstlük zemininde yaşanan bir aşk hikayesi ve ardından gelen kaçınılmaz yas. Kurgusu ise alıştığımın dışındaydı. Zihnimdeki iyi metin kalıbını genişlettiğini söyleyebilirim. Yazarın balonculuktan esinlenen metaforik dili ve yavaş yavaş inşa ettiği anlatının pürüz hissettirmeden kendi hikayesine bağlanışı maharetliydi. Operayla ilgili anlattıkları benim de bazı sanat dallarına karşı hissettiğim ama henüz dillendiremediğim şeylerdi, özellikle operayla ölüm arasında kurduğu bağlantıyı çarpıcı buldum.