Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir daha o denli yaklaşamadım maviye. Sanki elimle dokunmuştum. Canlıydı, bir renkten beklenmeyecek kadar diri ve uysal. Biçimden biçime giriyordu kendince. Gök: saf, el değmemiş -kimi zaman üstünde koyun sürüsü bulutlar-şafakta başka, öğlen, akşam başka, belki gece bile... -en koyusu. Deniz: ayna gibi ya da kırışık, kurşun mavisi, lacivert, eflatun, kara. Avucuna alınca renksiz. İçine dalınca, derinine saplanan gü neş oklarıyla yol yol, hareli. Yukarı bakarsan sırça, kimi zaman bir yıldız tarlası, göz kamaştıran, bin parça eğri ayna. Kimi kızların gözleri: mavi sevinç, mavi ürperti, mavi uyku, mavi düş. Mavi, hiç tükenmeyen rengim! Oya Baydar Yazarlarevi Cinayeti’nde; "Samih Rifat'ın Ada'sı hocam. Düzyazının şiirle buluşması. Sizin hep söylediğiniz, bir metni edebiyat, iyi edebiyat yapan o tanımsız şey." … Sizi bu kadar etkileyen nedir bu metinde?" "Anlatması güç," dedi Engin, "zaten bu yüzden sizinle konuşmak istedik. Hep sözünü ettiğiniz o küçük, tanımsız şey, o sihirli damlacık var bu metinde. Ne belli bir olay ne büyük düşünceler ne şairane benzetmeler ne de sözcük cambazlığı; ama saf edebiyat işte. diye bahseder Ada’dan. Gerçekten de okurken o küçük, tanımsız, sihirli damlacık sarıyor insanı. Çok kitap okudum, çok kitaba ba-yıl-dım ama hepsi için söylemem, bence ne yapın edin, okuyun bu kitabı
Ada
AdaSamih Rifat · Yapı Kredi Yayınları · 202129 okunma
·
228 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.