Jean-Claude'a baktım, onu sevmeme sebep olan şey güzelliği değil, kendisiydi. Binlerce dokunuş, milyonlarca sohbet ve trilyonlarca paylaşılan bakışın bir bütünüydü. Ortak tehditlerin, fethedilen düşmanların, bize bel bağlayan insanları ne pahasına olursa olsun korumanın kararlılığının ve ne olursa olsun birbirimizi asla değiştirmeye çalışmayacağımızın bilincinin bir ürünüydü. Jean-Claude'u seviyordum, her şeyiyle. Çünkü hayran olduğum zekasını, zihninin labirentlerini çıkartıp atarsam, geriye daha az bir şey kalır, onu bir başkası yapardı.