O görünüm ânından; o, anı olan andan sonra, yeniden kesişmiş midir yollarımız, kendi ayrı yollarını yürüyen iki kişi gibi, diye düşünürsün: O caddede? Şu sokakta? Belki, o, her sabah tepeye tırmanırken, sen yokuş aşağı sapmışsındır; geçmişsinizdir birbirinizin yanından — ya da — — bir şehirden bir şehire aynı zamanda göçmüşsünüzdür, iki gezgin gibi — ama, biribirinden habersiz…
İki harita kurarsın kafanda : zamanda ve uzamda, ikinizin gidiş-gelişlerini saptayan — şu kadar yıl ve o kadar yol içeren iki harita… Üstüste konduklarında —konabilselerdi—, bilmeden ve bulamadan biribirinizin yanından gelip geçip gittiğiniz yerleri, ulaşamama ve dokunamama noktalarınızı belirleyebilecek…
Öncesini bile—
Ama — bilemediğindir, o yerler; o noktalar; dokunamadıklarınız…
Dokunamadığın noktalardan gelir yaşamının anlamı.