"Bu ahlak umacılarının oluşturduğu bulanıklık, nedenini bilmediği bir dehşetin içinde uyanmasına neden oluyordu.” 1891'de İngiliz resimli gazete The Graphic tarafından yayınlanan sansürlü ve serileştirilmiş bir versiyonda, daha sonra 1891'de kitap şeklinde ve 1892'de tek bir cilt olarak ortaya çıkmış. Thomas Hardy ile ilk tanışma kitabımdı ama kesinlikle son olmayacak. Kısaca konusuna gelirsek; Kahramanımız Tess, İngiltere’nin kırsal bir bölgesi olan Wessex’de 6 çocuklu, bir ailenin en büyük kızıdır. Anne babası iyi niyetli, kıt kanaat geçinen, sorumsuz ebeveynlerdir. Tesadüfen soy ağaçlarının, aynı bölgede Pagan dönemlerinde yaşamış olan çok ünlü bir şövalye ailesine dayandığını öğrenirler. Bunun üzerine, annesiyle birlikte yaşayan aynı soy isimli Alec d’Urbervilles ile tanışmak üzere Tess’i ailenin yanına gönderirler. Bundan sonra okuduklarımız; saf, tüm masumiyeti ile hayatı ve insanları henüz tanımamış basit taşralı bir kız olan Tess’in başına gelenleri okuyoruz. Kurgu açısından oldukça basit, karamsar, kasvetli, trajik, tahmin edilebilir ve kolay okunan bir kitap gibi görünse de, Hardy’nin yazım tarzını çok güçlü ve etkileyici buldum. Kitaptaki tarihi bilgileri, doğa betimlemelerini şiirsel ve pastoral ifadelerinin gücü, karakter tahlilleri, toplumun ahlaki ve dini ikiyüzlülüğü, sosyal adaletsizliğin anlatıldığı bu romanı destansı ve dramatik bir dille okumak benim için inanılmaz bir deneyimdi. Yazıldığı döneme göre oldukça cesur bir kurguyla yazılmış olan bu eseri çok severek okudum, çok tavsiye. Bu baskının çevirisini ve oldukça detaylı olan dipnotları açısından da başarılı bulduğumu belirtmek isterim. “Doğanın özünde olan o telafi edici, düzeltici güç bir tek bakirelikten esirgeniyor olabilir mi?” “Doğadaki taşların verdiği vaazları, kilisede ya da şapellerde verilenlere tercih ediyordu.”

TessThomas Hardy · Koridor Yayıncılık · 20211,578 okunma

·

297 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zeliha Demirci