En NetiKonu ile yakından alakalı okuduğum dördüncü kitap: İlk üçü sıralamadan bağımsız olarak Avcı'nın Haliç'te Yaşayan Simonlar, Cematin İflası ve Baransu'nun Mösyö kitabı.
Teknik olarak içlerinden en beğendiğim kitap bu açıkçası. Olaylar hakkındaki durum özeti ve tahliller çok fazla lafı karman çorman etmeden doğrudan ortaya konmuş ve kitabın muhtevasında ilgili dönem için pek çok olay sığdırılmıştır. Burada teknik bir hatadan bahsetmek gerekirse; ekler kısmının böyle bir kitapta ya sayfa aralarında olması gerekir ya da ilgili konu ek'i numaralandırılarak ya da dipnota konularak okuyucuya gösterilmelidir.
İçerikle alakalı bir kaç şey söylemek gerekirse; Sabri Uzun da öyle ya da böyle bu olayın bir tarafı. Dolayısıyla ister istemez bir yerden sonra kendisini fazla politize olmuş olarak görüyorum; toptancı bir zihniyetle tüm olaylar belli bir cemaatin üzerine yıkılıyor. Bu yapılırken maalesef küçük/büyük kusurlar örtbas ediliyor ya da gözden kaçırılıyor. Bir şekilde bu ülkenin üzerindeki karanlık bulutların bertaraf edilmesi için devlet kurumlarındaki hizipleşmelerin ortadan kaldırılması gerektiği gibi gerekli yargılamalar ile insanlara adaletli bir şekilde müeyyidelerin uygulanması gerekir. Külli bir şekilde herkesi cemaatin kurbanı diyerek bazı hataları ya da suçluları da korumamalıyız.
Son olarak, bana ilginç gelen bir nokta: Sabri Uzun kitabının giriş ve sonuç bölümlerinde bunun bir savcılık delili olarak kullanılmasını istemediğini sadece kendi aldığı duyumlar ile bu eseri oluşturduğunu ve delil teşkil etmesini istemediğini belirtiyor. Ama her aktardığı olay sonrasında direkt onların adlarını zikretmese dahi savcılara yönelik pek çok soru sıralıyor.