Doğma büyüme İstanbul'da olanları tarihin tozlu sayfalarında gezintiye çıkaracak bir anlatı ile karşınızdayım .
Maalesef ki ben İstanbullu değilim ama yine de keyif aldığım bir okuma oldu . Aranızda İstanbul'da yaşayanlar varsa eminim çok daha fazla keyif alacaktır .
Yazarla tanışma kitabım olduğu için kısa bir kitap tercih ettim ama 54 sayfayı bitirmem 2 günümü aldı .
Çünkü yer yer bilmediğim çok fazla mekan ve kişilerle karşılaştım ; aynı zamanda yazarın kullandığı tamlamalar da eski olduğu için kitabı bitirmem kolay olmadı .
Bir kitap değil de gazetelerden toplanmış köşe yazılarının derlemesi gibi düşünebiliriz .
54 sayfa boyunca İstanbul'un arka sokaklarına , eskicilerine , meyhanelerine , restorantlarına , çaycılarına ve panayırlarına gidiyoruz . İstanbul'un sözde eski panoramasına kısa bir göz atıp ardından hoş bir tatla ayrılıyoruz .
Kitaba adını veren bölüm ise sanırım en doğru olduğunu düşündüğüm bölüm .
Ne yazık ki benim çocukluğumla birlikte Hacivat ve Karagöz neredeyse tamamen hayatlarımızdan silindi .
Yazar bunun nedenini çok güzel bir şekilde açıklamış . Aslında çok basit , gelişime kapalı oluşumuzdan dolayı birçok geleneğimizi tamamen kaybettik . Her gelenek içinde bulunduğu dönemde varlığını sürdürebilir . Günümüz yüzyılında 100 yıl öncesinin esprisi ne kadar komik gelebilirse , varlığını gelişmeye kapattığımız geleneklerimiz de o kadar sürekli olur .
İstanbul'a dair , bize dair birşeyler okumak isterseniz okuyabilirsiniz.