Baragan'ın Dikenleri, devedikenleri peşinde umutlarına koşup, devamında yaşadığı coğrafyanın (daha doğrusu dünyanın) nasıl bir yer olduğunu fark eden bir çocuğun öyküsü. Tek cümle içinde bu kadar açıklayabilsem bile Romanya başta olmak üzere bütün Balkanların ve Türklerin yaşadığı bir bunalımın öyküsünü okuyoruz. Baş karakterimiz Matake, balık satarak geçinen bir ailenin çocuğu. Geçinen dediğime bakmayın, onlar gibi binlerce köylü aile sefalet içinde çürüyor. Zamanla hükümet ve toprak sahipleri tarafından ellerinden neleri varsa alınmış, açlıkla mücadele ederek yaşamaya çalışıyorlar. Bir gün Matake'nin annesi biriktirdiği paralarla Matake ve babasına araba alıp uzak yerlerde balık satmaya yollar fakat yine bir şey değişmez; fakir her yerde fakir, zalim her yerde zalimdir. Yine de Baragan bu topraklardaki çocukların tek umudu, kendilerini bilinmez kırsalın ortasına atıp daha güzel yerlere ulaşmak istiyorlar. Devedikenleri yuvarlanıyor, onlar da arkasından koşuyor. Fakat değişen bir şey olmuyor, gittikleri yerlerin eski yaşamlarından hiçbir farkı olmadığını görüyorlar. Güç sahipleri güçlerini kullanıyor, köylüler de sürünmeye devam ediyor. İnsanlar nihayet bir şeylerin yanlış gittiğini fark ediyorlar. Toprak ağalarına, başkanlara, papazlara başkaldırıyorlar. Konakları ateşe veriyorlar, eşyaları parçalıyorlar, odaları yıkıyorlar; yanan devedikenlerinden kaçanlar bu sefer onlar oluyor. Fakat yine bir şey değişmiyor; güç sahipleri güçlerini kullanıyor, halk da sürünmeye devam ediyor. Maalesef ki bunların hepsi gerçek, kurgusal bir eser olsa da kaynağı 1907'deki Romanya Köylü İsyanı'na dayanıyor. Köylüler on yıllarca ezildikten sonra isyan ediyorlar; karşılığında aldıkları da top mermileri ve kurşun yağmurları oluyor. Tahmini ölü sayısı 11.000, yazıyla beş rakamdan ibaret olsa da kitabı okudukça olayın ciddiyetini ve gerçekliğini kavrıyorsunuz. Yazarın dilini çok sevdim, yer yer bana anlattığı geleneksel unsurlar ve bahsettiği konular ile Yaşar Kemal'i anımsattı. Yazdıklarını birebir yaşamasa bile gezdikçe ve gördükçe bu hikayelere tanık olmuş, nice insanların hayatlarını dinlemiş. Kendi yaşamından da etkilendim, birkaç dakikalık bir araştırmayla sizin de öğrenmenizi isterim. Kitabın başları bana anlatımı sebebiyle ilginç gelse de gerisinde hiçbir sorun yaşamadım, oldukça akıcıydı. Son bölümler de etkileyiciydi, tam olarak köylü isyanının olduğu döneme denk geliyor. Herkese tavsiye edebilirim, yer yer keyif alıp yer yer duygulanabileceğiniz kısımlar var. Istrati'yi okumaya kesinlikle devam edeceğim, bu kitabı biraz şans eseri okudum ve çok memnun kaldım. Kendisi kitaplarında genelde benzer konulardan bahsediyormuş, belirttiğim gibi ne güçlünün ne de fakirin bittiği yok zaten. Başka kitaplarla görüşmek üzere.

Baragan’ın DikenleriPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,493 okunma

··

1.128 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

bora