Hayatımda ilk kez bir kitaba inceleme yazıyorum ve bu kitabın da benim için çok özel olan "Da Vinci Şifresi" olmasını istedim. İncelemeye başlamadan önce şunu belirtmek isterim ki çoğu kitaptan uyarlama filmin aksine bu kitap -doğal olarak farklılıklar olsa da- büyük ölçüde güzel uyarlanmış. Yani kitabı okuduktan sonra filmini de izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim Kitabın konusuna gelecek olursak, serinin diğer kitaplarında olduğu gibi burada da simgebilimci Robert Langdon'ın başından geçen olaylar anlatılıyor. Langdon, kendisinin de bizzat tanıdığı Louvre Müzesi müdürünün bedenine çizilmiş bir takım sembollerle ölü bulunduğunu haber alır ve bunun üzerine (soruşturmayı yöneten yüzbaşı Fache'ın isteğiyle) olay yerine gider. Burada tanıştığı Fransız ajan Neveu ile birlikte müze müdürünün kendilerine bıraktığı şifreli mesajları çözmeye çalışırken kendini dünya tarihindeki en büyük gizemlerden birinin tam ortasında buluverir. Cinayetin arkasında ise katı bir Katolik mezhebi olan Opus Dei'ye mensup bir keşiş -ki Silas isimli bu keşiş, bana kalırsa şimdiye kadar yazılmış en sevilesi kötü(!) karakterdir:)- ve kendine "Öğretmen" diyen bir adam vardır. Langdon ve Neveu aniden dahil oldukları bu karmaşık olaylar silsilesinin içinden çıkabilmek için yardım alabileceklerini düşündükleri Teabing isimli tarihçi ve tutkulu bir kase arayıcısı olan yaşlı İngiliz in yaşadığı şatoya giderler. böylece yüzyıllardır saklı kalmış bir sır açığa çıkmaya hazırlanır. kitabın dilinden de bahsedecek olursak Dan Brown kitaplarının çoğunluğuna benzer şekilde oldukça akıcı bir üsluba sahip. Öyle ki Da Vinci Şifresi'ni -okuduğum ilk yetişkinlere yönelik kitap olmasına rağmen- bir haftadan kısa bir sürede bitirmiştim. Aynı zamanda sanat, tarih, din ve bilim gibi farklı alanlara ait terimlerle zenginleştirilmiş bir anlatıma sahip olması da bu kitabı okumayı keyifli ve doyurucu kılan özelliklerinden biridir. Ezcümle; Da Vinci Şifresi, okumalara doyamadığım, her okuyuşumda aynı şaşkınlığı, heyecanı, öfkeyi ve hüznü hissettiren harika bir kitaptır bana göre. Gerek olay örgüsü, gerekse karakterlerin gerçekçiliği ile muhteşem bir kurguya sahip olan bu romanı polisiye kurgulara, efsanelere ve dinler tarihine ilgi duyan herkesin en az bir kez okuması gerektiğini düşünüyorum.