Gönderi

O yılları ve atmosferi konuşurken sokaktaki halkın askere bakışını da merak ediyorum. Nusret Paşa dünden bugüne değişimi nasıl gözlemliyor? Bunu sorguluyorum. Anlatmaya başlıyor: "Yaşadığım ilginç bir anı anlatayım. Yıl 1966. İhtilal sonrası yıllar. Bir gün, hafta sonu izni için eve dönüyorum. Henüz lise birinci sınıf öğrencisiyim ve resmi elbiseyleyim. Eminönü-Eyüp otobüsüne bindim. 70-80 yaşlarında bir dede. Kalkıp bana yer vermek istedi. 'Dede ne yapıyorsun? Olmaz' falan dedim. Zorla ikna ettim. Ben bu olayı hâlâ anlamış değilim. Zaman zaman bunu düşünmüşümdür. Acaba, ihtilalin izleri mi? Askerden korkudan mı, yoksa saygıdan mı? Bilemiyorum. Ancak geçmişte, insanımızın askere olan sevgisini saygısını daha çok hissederdim. Şu an nereden nereye geldik. İngiltere'de kraliçe törenlerde oğluna binbaşı elbisesi giydirir. Bizse amirali hapse atıyoruz. Askeri darbelere karşıyız derken, hepten asker düşmanı olduk."
Sayfa 41 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2.Basım, Mayıs 2014Kitabı okudu
·
231 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.