Aşk beşeridir; şakayla başlar, sorumluluk getirir. Gözden girer, gönülde yaşar. Surete meyledenler ziyandadır.
Aşk platoniktir; sohbetle başlar, zahmet getirir. Zihinden girer, gönülde yaşar. Sîretini süslemeyenler yol şaşırır.
Aşk ilahidir; imanla başlar, vahdete götürür. Gönülde doğar, gönülde yaşar. Sırrı saklamayanlar, başını verir.
İskender Pala ‘nın aşk üzere yazmış olduğu yazılarının bir kitapta toplandığı eser
Kitab-ı Aşk
Üç bölümden oluşuyor kitap: Aşk-ı İnsanî,
Aşk-ı Hayalî, Aşk-ı İlahi…
Her bölümden ayrı birer lezzet alıyor okuyucu. Bol bol alıntı, söz, kıssa, beyit, gazel, deyiş, ayet, hadis… bulundurmasıyla ve bunu okuyucuya açıklama çabası içerisinde olmasıyla daha büyük zevk veriyor okuyucuya İskender Pala.
Kitabın sonunda ise bizi bir hikaye (Hikâye-i Aşk) karşılıyor. Pervanenin Kanatlarında başlıklı hikayede Ebubekir Kânî Efendi ile onun Tiryandafila’sının yani Despina’nın hikayesi…
Ebu Bekir Kânî Efendi şair ve yazar olarak unutuldu, ama “Kırk yıllık Kânî, olur mu Yani” sözü Türkçe deyimler arasında yüzyıllarca kullanılmaya devam etti.
Âlem bir aşk için yaratılmış ve
“Aşk imiş her ne var âlemde!..”