Şarkım kulaklarında,
Arabanın tekleme sesi daha fazla,
Nefes kesen bir öksürükle duruveren oracıkta;
Ve güldün ve güldün ve güldün.
Doğumdan önceki yürüyüşüm gözlerinde,
Hiç yakışmıyor değil mi insan denilene
Ve “etobur dünya görüşünüze”
Ve güldün ve güldün ve güldün.
Güldün şarkıma
Güldün salınışıma.
Ve başladım büyülü raksıma
Konuşma tartımında-
Yalvarıyor davullar ama
Kapattın gözlerini ve güldün ve güldün ve güldün.
Ve açtım gizem dolu içimi
Geniştir o, gök denli
Tuttun arabana binmedin mi
Ve güldün ve güldün ve güldün.
Ama gülüşün, buz parçası
Şimdi, için, buz parçası
Kulakların, sesin,
Dondu hepsi, dondu gözlerin, dilin.
Gülme sırası bende şimdi;
Buz parçası değil benimki
Benim gülüşüm. Çünkü bilmem ki
Ben arabaları, buz denizini.
Gülüşüm ateşidir
Göğün gözünün, havanın ateşidir
Ateşi denizin ve nehirler
Balıklar hayvanlar ağaçlar
Ve çözdü o içini,
Çözdü sesini,
Çözdü kulaklarını, gözlerini
Ve çözdü dilini.
Bundandır ki uysal bir merak
Sardı gölgeni ve sorunca
“Neden böyle?”
Dedim ki:
“Atalarım ve ben
toprağın yaşayan serinliğine
aitiz çıplak ayaklarımız ile.”
Gabriel Okara (d. 1921)
Nijeryalı şair
Çeviren: Ulaş Başar Gezgin
Clerk, J., & Siegel, R. (Eds.). (1995). Modern literatures of the Non-Western World: Where the waters are born. New York: Harper Collins College Publishers. (ss. 554-555).