Marşlar, genel bir kural olarak, tehditler, küfürler, kendi kendini övmeler, savaşın yüceltilmesi aracılığıyla ve öldürmenin ya da
ölmenin ne kadar onurlu bir görev olduğunun dile getirilmesi suretiyle ulusların kimliklerini teyit ederler. Latin Amerika' da kahramanların zaferlerine adanan bu kolektif dualar insanın üzerinde, bunlar sanki cenaze işleriyle uğraşan işletmelerin eseriymiş gibi bir izlenim uyandırıyorlar:
Uruguay marşı bizi vatanla mezar arasında bir seçim yapmaya davet ederken, Paraguay marşının seçim daveti cumhuriyetle ölüm
arasında,
Arjantin'inki, ölmeye yemin etme konusunda bizi yüreklendiriyor,
Şili'ninki, topraklarının özgürlerin mezarı olacağını ilan ediyor,
Guatemala'nmki, zafere ya da ölüme çağırıyor,
Küba'nınki, vatan için ölmenin aslında yaşamak olduğu konusunda garanti veriyor,
Ekvator'unki, kahramanların fedakarlığının bereketli bir tohum olduğunu kanıtlıyor,
Peru 'nunki, toplarının yaydığı korkuyu yüceltiyor,
Meksika'nınki, düşmanları kan gölünde boğmayı tavsiye ediyor ve coğrafi coşkuya kapılarak Termofil'de savaşan Kolombiya
ulusal marşı kahramanların kanında yıkanıyor.