Öncelikle merhaba :) uzun zamandır okumadığım tarzda bir kitap. okurken bazen çok güldüm, bazen 'uff ne yusufmuş arkadaş' dedim. Bazense Ervaya kızdım 'ne yapıyorsun, yapma' dedim. Kitabın içeriğinden bahsetmeye başlayacak olursam :) Erva baskı altında bir baba ve onu babasından korumak için kendini sürekli öne atan bir anneyle yaşıyor. Ama bir gece bahçede salıncağında otururken duymaması gerekenleri duyduğu için Demirin radarına takılıyor Ve hikayemiz böyle başlıyor. Demir, annesini küçük yaşta kaybetmiş. Babası ise yanlış işlerle meşgul bir insan. Bu yüzden annesinin ölümünden hep babasını suçlamış. Ondan intikam almak içinse Erva ile bir nişanlılık oyununa giriyor. Erva bu durumdan memnun değil tabiki. Ervayı seçmesinin başlıca nedeni Ervanın sessiz, sakin ve annesine benzeyen biri olması. Bu nişanlılık oyununda işlerin ters gittiği oluyor birkaç kez. Genel olarak aralarında bir iletişimsizlik var. Erva kızıyor ağlıyor ama Demir -annesinin deyişiyle Yusuf- ne olduğunu anlamıyor. Erva sürekli bir şeyleri engellemeye çalışıyor. Demir kendinden nefret ettiğini düşünüyor. Okurken bolca saydırabilirsiniz :) Sonlara doğru bir anda her şey düzeliyor herkes iyi birine dönüşüyor. (bu kısım çok hızlı geçti) Bu şekilde klasik bir şekilde sonlanıyor. Romantik ve atışmalı sözleri bolca barındırıyor. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim.