Gönderi

ANNEANNEMDEN ÖĞRENDİKLERİM
Çıra dibine gelmemişse… Anneannemin, yaşanılan bir hadise üzerine söylediği teselli sözü. Bu sefer, başkalarına söylerken duymamıştım. Bizzat bana söylemişti. Beni teselli etmek için söylemişti: “Yavrum, vardır bunda da bir hayır, üzülme, tasalanma. Allah her şeyi bilendir, kudret sahibidir. Çıra dibine gelmemişse, bir değil, bin hayır ara.” Telefonun diğer ucundaki anneannemin iki dudağı arasından çıkan bu söz, hayatıma anlam katmıştı. Bilirsiniz, çıra; çam vb. reçineli ağaçların, yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümüdür. Genelde ateş yakmak için kullanılır ve tamamen yanması ile fayda sağlar. Yanmadığında ise bir anlam ifade etmez. Bu söz, bu bakımdan -gerçek anlamda- düşünüldüğünde, çıra dibine varmadığı için, yani tam anlamıyla yanmadığı için işlevini yitirmiştir. Mecazî anlamında ise başka bir mesaj vardır: Çıra, yanışıyla bir şeylerin sürekliliğinin devam edeceğine ya da işlerin yolunda gideceğine, yanmayışıyla da “bir sona” ya da “işlerin sekteye uğramasına” delalet eder. Bir şeyin sona ermesi ya da sekteye uğraması, kötüye yorulmamalıdır. Hayır bildiklerimizde şer, şer bildiklerimizde hayır vardır da bunu biz bilemeyiz. Anneannem de bu bilinmezliğe vurgu yaparak, üzülmenin boşa olduğunu söylüyordu bana. Belki çıra yansaydı, yani işim yolunda gitseydi, sonunda daha çok üzülecektim. Her şeye rağmen çıra dibine gelmemişse bir değil, bin hayır aramak lazım.
·
75 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.