Kırgınlık,
Özlem,
Hasret,
Bir tutam kızgınlık,
Farkındalık,
Yorgunluk,
Daha nice duygunun harmanlanmış haliyle daralıyorsa içiniz, siz kendinizle başbaşa bırakılmışsınız.
Öyle yalnız değil,
Kimsesiz değil,
Kafanızdakı düşünceler yoldaşınız,
Nice acabalar arkadaşınız,
Belkilerden oluşan dakikalarınız,
Damdan düşen hayalleriniz...
Tabii bir de alay eder gibi arasıra gelen ses...
"Burdayım, gölgem üzerinde, ama seni sana bıraktım..." diyen bir ses de var;
Kiminin zihninde,
Kiminin mazisinde,
Kiminin kulağında...
Belki bir şiirle,
Belki bir müzikde,
Ya da kitap aralarındakı basbas bağıran satırlarda.
Umursanmayan duygularınızın yasını tutan yorgunlara can veren bir de aşk denen o zalimi eklerseniz, her şey tastamam olur.
Gerisi "Eyvallah, sen tadını çıkar benden kalanların", demek kalır.
Bir şarkıda duymuştum;
"Cesaretin var mı aşka..."
Cesaret bir tek aşkta olmuyor da neyse...