Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

tehcir öncesine kısa bir bakış
Çanakkale Savaşları'nın muzaffer komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in rütbesi albaylığa yükseltilmiş, düşmanın Çanakkale'yi boşaltmasının ardından da Edirne'de bulunan 16. Kolordu Komutan­lığı'na tayin edilmişti. Mustafa Kemal yeni görevine başlamak üzere de 27 Ocak 1916'da Edirne-Karaağaç'a gelmişti. Bu arada Ruslar 1915-1916 kışında Kafkas Cephesi'nde büyük saldırılarda bulunmaktaydı. Rus ordulannın eski başkomutanı ve Çar'ın amcası Büyük Dük Nikola Nikolayeviç, bu cephenin komuta­nıydı. İngiliz ve Fransızlar Çanakkale'yi geçemeyince planlar altüst olmuştu. Güya müttefik donanma iki hafta içinde İstanbul'a gelecek ve Karadeniz'e çıkacak; Rusların beklediği silah, cephane ve özellik­le gıda yardımı Kırım üzerinden Rusya'ya ulaştırılacak; bu sayede ihtiyatta bekletilen 1 milyon sivil daha silahlandınlarak önce güneye sonra batıya doğru Anadolu baştan başa işgal edilecekti. Bu esnada Mısır'da bulunan İngilizler kuzeye doğru taarruza kalkacaklar, Ana­dolu'da buluşacak Rus-İngiliz ordulan Batı Anadolu'ya yönelince Türklerin direnecek gücü kalmayacaktı. Sonuç olarak önce Türkleri savaş dışı bırakıp sonra Almanya'ya yönelmek, Başbakan Lloyd George'a göre daha doğru bir stratejiydi. Ama bu plan tutmamıştı. İtilaf Devletleri Çanakkale'yi boşaltıp çekip gidince, serbest kalan Türk birlikleri şimdi Doğu'ya, takviye olarak Kafkas Cephesi'ne sevk edilebilirdi. İşte bu gerçekleşmeden Nikola elini çabuk tutmalı, bu bölgede bir an önce kesin sonuç alın­malıydı. Rus taarruzları bu nedenle yoğunlaşmış, işte bu aşamada Kafkaslardan inen Rus orduları ve bu orduların bünyesindeki Ermeni birliklerine ek olarak Doğu Anadolu'da yaşayan Ermenilerden olu­şan Ermeni çeteleri bütün güçleriyle ordunun geri hatlarını vurmaya, Müslüman halkı katletmeye başlamışlardı. Osmanlı hükümetinin bölgede yaşayan Ermeni sivil tebaasından Gregoryan olanlarını bu bölgeden alıp henüz savaş olmayan tek böl­ge olan Suriye'ye nakletmesi yani Tehcir dediğimiz zorunlu göçe tabi tutması işte tam da bu dönemlere rastlar ve doğal olarak da çok zor şartlar altında cereyan eder. Nitekim tehcire rağmen, yoğun Rus saldırıları neticesinde bölgeyi savunmaktan sorumlu 3. Ordu'nun cephesi ll Ocak 1916 tarihinde yarılmış, ardından Erzurum düşmüştü (16 Şubat 1916). Bu mücadele esnasında Erzurum iki kez el değiştirmiş, şehrin düşmesinde çevredeki Ermeni çeteleri büyük rol oynamış, Ruslar Of­ Bayburt-Mamahatun çizgisinin doğusuna kadar gelmişlerdi. Direnen bu serhat şehrimiz işgal edilince, Ermenilerin bu kentte Müslüman­lara karşı yapmış oldukları vahşi katliamların kayıtları Rus arşivle­rinde araştırmacılarını beklemektedir. Öyle durumlar yaşanmıştır ki gördüklerinden dehşete düşen Rus komutanlar, durumu başkomu­tanlığa bildirerek Ermenilerin üzerinden Rus üniformalarının çıkar­tılıp bunların cephelerden geri çekilmesini, '' Aynı üniformayı taşıyan Rus askerinin şerefini korumak adına" talep etmişlerdir.
Sayfa 54 - kaynak yayınları
·
212 görüntüleme
doğa okurunun profil resmi
"ermeni tehciri sırasında kafileler neden yürütüldü?" sorusuna yanıt amaçlı syf 57-58-59'dan alıntılanan mustafa kemal paşa'nın diyarbakır'a olan yolculuğunun örneği: bölgeye ulaşmanın savaşmaktan daha zor olduğu günlerdi. Diyarbakır'a tayin emrini alan Mustafa Kemal Bey önce Edir­ne'den istanbul'a yalnız olarak gelmiş ve ertesi gün Kolordu Karar­gahı'yla birlikte 16 Mart 1916 tarihinde istanbul'da hazırlanan özel bir trenle Haydarpaşa'dan hareket etmiştir. O günlerde Güneydoğu'ya giden tren hattının son durağı olan Pazantı'ya 18 Mart'ta yani 3 günde ulaşmıştır. Aynı gün, Doğu Cephesi'nde Van ve Hakkari'nin Ruslar tarafından işgal edildiği haberini almıştır. Van önce içeriden ve dışarıdan Ermeniler tarafından düşürüle­cek, şehirde büyük bir Müslüman katliamı yaşanacaktır. Çete Reisi Garo hükümet binasına Ermenistan bayrağı asacak, burada bir hafta süreyle bağımsızlığını ilan edecektir. ABD'ye çektirdiği telgrafta ise oradaki diyasporadan daha fazla yardım gelmesini teşvik için "( ... ) Van'da düne kadar 70 bin Müslüman yaşıyordu. Bugünse tavuklar, horozlar, kediler, köpekler ve 3 bin Müslüman yaşıyor ( ... )" diyecek­tir. Bir hafta sonra ise bölgeye gelen Rus ordularına şehri teslim ede­cektir. İşte bir taraftan Rus işgalleri Anadolu'nun içlerine doğru böyle hızla ilerleyip kentler, köyler düşerken, diğer taraftan Ermeni Tehciri bu koşullarda sürdürülmeye çalışılırken, bu işgalleri durdurmakla görevli Mustafa Kemal, düşmanı karşılayacağı bölgeye bile işte bu zor koşullarda ulaşmaya çalışmaktadır. İnşaatı sürmekte olan Toros ve Amanos tünelleri henüz işletmeye açık değildir. Tünellerden geçemeyecekleri belli olmuştur. Bu neden­le karargah heyeti Pozantı'da ikiye ayrılır. Birinci kafilede bulunan Mustafa Kemal Bey, Kaymakam (Yarbay) İzzettin (Çalışlar), Kurmay Yüzbaşı Neşet (Bora) ve Yaver Cevat Abbas (Gürer) otomobille Ha­lep'e hareket ederler (21 Mart 1916). Ertesi gün Halep'ten Ceylanpınar'a doğru trenle yola çıkılır (22 Mart) ve buradan da otomobille nihayet Mardin'e ulaşılır (24 Mart). Ertesi gün Diyarbakır'a doğru hareket edilir ama bu kez yolda araba arıza yapar. Bu nedenle yollarına at sırtında devam ederler ve nihayet 26 Mart günü Diyarbakır'a ulaşırlar. Böylece Albay Mustafa Kemal Bey'in 16 Mart 1916'da İstanbul'da başlayan yolculuğu 10 gün sonra Diyarbakır'da son bulmuştur.
doğa okurunun profil resmi
tifüs ve koleranın sebep olacağı kaybın potansiyelini değerlendirebilmek için bir örnek: çapakçur savaşlarının mutlak galibi mustafa kemal paşa karargahıyla birlikte silvan'a yol alırken sadece iki kaybı vardı. Süvari Takım Komutanı Teğmen Sadık Bey Siirt'e giderken Kezer Suyu'nda boğulmuştu. İkinci kayıp ise Topçu Alman von Berk oldu. Siirt'te satın aldığı hattaniyedeki bir bitin, ölümüne yol açabileceğini kimse düşüne­mezdi. Kısa bir süre sonra tifüse yakalandı, derhal bir seyyar hasta­ neye nakli yapıldıysa da kurtarılamadı. O günlerde Türk ordusunun en büyük düşmanı -Rusların yanında- bitler yani tifüstü. Ve tifüsün verdirdiği kayıp Ruslarınkinden fazlaydı. Tehcir esnasındaki Ermeni nüfusun kaybında da bu tifüs ve kolera salgınlarının ne yazık ki rolü büyük olmuştu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.