Neden öyle bakıyolar bana? Neşeliyim diye mi? Çok gülüyorum, konuşuyorum, mutluyum diye mi? Tabii haftalarca yataktan çıkmadığım zamanları düşününce, normal bu değil mi? Şaşkınlar o kadar. Mutlu bir insan görmeye alışık değiller çünkü. Onlar ağlamamı biliyor sadece. Gözlerimdeki parıltı korkuttu onlar. Çok parlak. Çok parlağım. Normal bu. Değil mi?
Yükseklerden düşen bir kuş
Yükseklerden uçan o kuşa dedi ki
Sen, bensin. Ben, sendim.
Bana inanmadı. Rol yapıyorum sanıyor. Kahkahalarımın basit bir yankıdan ibaret olduğunu düşünüyor. Yapma dedi bana. Yapmıyorum zaten. Dur diyor, konuşma, sus artık. Duramıyorum. Hala inanmıyor. Beni bıraktı orada. Ben konuşmaya devam ettim. Anlattım saatlerce. Orada. Tek başıma. Saatlerce anlattım her şeyi.
Kuş hala düşüyor..
Düşüşün heyecanı sardı bedenini
Düşüşü iyi bir şey sandı o an
Oturduk bir yere. Küçük tabureli, küçük masalı, küçük bir yer burası. Cadde kenarında. Işıklar çok parlak. Arabalar hızlı.. Hayat. O da akıyor hızla. Her şey. Ve o. Çok güzel. İçim içime sığmıyor. Heyecanla bir şeyler anlatıyorum ona da. Ortaokuldan beri arkadaşımdı. Ama o gün azarlıyor beni. O da rol yapıyorsun diyor. Ne yaptığımı bilmiyorum. Rol ne demek bilmiyorum. İnanmıyor. Şaşkın gözlerle bakıyor bana. Beni mutsuz görmeye alıştı. Ondan bu tavrı değil mi? Kızıyorum artık bu dediklerine. Öfkeyi hissediyorum. Kalbim hızlanıyor, kan alev gibi akıyor damarlarımdan. Gözlerime... Kan gözlerime hucum etti. Akıyor gözlerimden. Sessizce kalkıyorum masadan ve arkamı dönüyorum, yavaş ama sert adımlarla uzaklaşıyorum oradan. Ve bir ses kulaklarımda yankılanıyor. Ağlama sesi. Ağlıyorum. Bağıra bağıra ağlıyorum cadde kenarından yürürken. Işıklar hucum ediyor bana. Arabalar üstüme sürüyor. Hayat, o da üstüme geliyor. Her şey berbat. İçim içime sığmıyor. Rol yapmıyorum.
Kuş yaklaştı zemine
Çarpacak belki saliseler sonra
Zemin uzaklaşıyor ondan
Tanıyamıyorum artık kızımı diyor, doktor karşısında. Ben doktora bakmıyorum. Küsmüşüm meğer. Günlüğümü okumadı diye, halbuki o demişti yaz diye. Çok mu yazmıştım? Evet sayfalarca.. Okusun diye. Okumadı, ben de küsmüşüm, bakmadım ondan yüzüne. Polemiğe girmeyin diyor doktor anneme. Annemi ilk defa böyle görüyorum. İçimden üzülme hislerini almışlar sanki. Sadece öfke ya da coşku duyabiliyorum. Üzülmek istiyorum ama olmuyor hala. Ondan öfkelenebiliyorum ona sadece. Doktara kızıyorum hiç önemsemedi diye. Anneme kızıyorum çok önemsiyor diye. Uçlarda. Her şey çok uç. Güneş alıyor gözümü. Parlak. Öfkeyle terk ediyorum kliniği. Annem odada, doktor konuşuyor. Bırakın gitsin. Bırakıyolar, gidiyorum.
Kuş zemine ulaşmak istiyor
Zemin kaçıyor ondan
Kuş korkuyor artık
Düşmekten yoruldu
Günlerce uğramadığım yatağıma bakıyorum göz ucuyla. Bana neredeydin diyor sistemle. Aylarca benimleydin sonra neden gittin. Nereye gittin. Neredeydin. Sitemli hala. Geldim işte diyorum. Yorgunum. Uzanıyorum yatağıma. Sarıp sarmalıyor beni. Eskisi gibi diyorum. Eskisi gibi diyor. Karanlığa bırakıyorum kendimi. Artık parlak ışıklar yok. Sadece solgun bir lambadan sızan sönük bir parıltı. Solgunum.
Kuş çakıldı zemine
Ölmedi
Sadece derin uykuda
Tekrar uçacağı günlerin özlemiyle
Uyuyor sessizce
17.08.2022