Anlık zevkler barındırmayan mutlak sakinliğe bırakır.
Tekdüze bir gün gibi sürüp giden ılık bir mutluluktur tattığı:
sadece orada olmanın, kış güneşini yanaklarında hissetmenin,
ormanın boğuk gıcırtılarını işitmenin mutluluğu. Rousseau ormanda yürürken, dünyevi duyguların sağanağından kurtulmuş,
toplumsal arzuların artık nüfuz ennediği, nihayet ilk zamanlar-
daki gibi atan yüreğindeki coşkuyu dinler. Ayrıca bu gün boyu
süren yürüyüşlerde, -kendinde homo viator'u, yürüyen insanı-
kültürle, eğitimle, sanatla bozulmamış doğal insanı bulmaya
yönelik çılgın planının çatısını kurar: Kitaplardan ve entelektü-
el toplantılardan önceki, toplumdan ve ücretli emekten önceki,
maziye karışmış insandır bu.